Arzı asla sınırlı görmeyin
Arzı asla sınırlı görmemeli veya rekabetçi bir şekilde hareket etmemelisiniz. Ne zaman eski düşünce biçimlerine düşseniz, hemen kendinizi düzeltin, çünkü rekabetçi zihinde olduğunuzda, Yüce Gücün işbirliğini kaybedersiniz. Gelecekte olası acil durumları nasıl karşılayacağınızı planlamak için zaman harcamayın. Yarın ortaya çıkabilecek acil
Sayfa 77
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Video: youtu.be/Qsc8RLBQWic Keder Gibi Ödünç. Haydar Ergülen'den okuduğum 7. kitap. Keder Gibi Ödünç, 91 sayfalık bir şiir kitabıdır. Kitapta; ahşap, arkadaşlık, aşk, dostluk, düşmanlık, düzyazı, gece, harf, hayat, karanlık, keder, kelime, mektup, ölüm, özlem, pul, ses, sevgili, şiir ve zarf gibi temalarda şiirler bulunuyor.
Keder Gibi Ödünç
Keder Gibi ÖdünçHaydar Ergülen · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021696 okunma
Reklam
Üzerinden Sevişmek
Başkaları da var masada İleri geri konuşuluyor Ötedesin o adamın duldasında Gözkapaklarına bürünmüş adam Eli her an omuzunda Eğiliyor sigaranı yakıyor Teşekkürler sigara dumanı, Sağolasın o adam! Onunla gelmişin buraya Yüzün yandan ve uzaklarda Niçin sevmiyorsun duvar kağıtlarını Hoş belki de seviyorsun Herkes az buçuk sarhoş Herkes bir şeyler söylüyor Ama yalnız ikimizin sözcükleri Sarmaşdolaş
Yalnızlık mı? Gerçeği söylemek gerekirse yalnızlık tek basına olmak değildir. Düşünceler yalnız insanlara her zaman eşlik ederler. Çare bulunamayan yalnızlık başka bir şeydir. Gerçek yalnızlık, kişinin karşısındakinin bakışlarında kendini gösteren yalnızlıktır. Var olduğumu başkalarının sayesinde anladığımı sık sık söyledim. Tamamıyla, kesinlikle, çaresizce yalnız olduğumu da yine başkaları sayesinde anladım.
Sayfa 27
Doğmadan önce var mıydım? Hayır. Öldükten sonra var olacak mıyım? Hayır. Ben neyim? Bir organizmaya eklenmiş bir parça toz. Bu dünyada ne yapacağım? Seçme hakkl benim. Acı çekmek, ya da keyif almak. Acı çekmek beni nereye sürükleyecek? Hiçliğe. Amma acı çekmiş olacağım. Keyif almak beni nereye sürükleyecek? Hiçliğe . Amma keyif çatmış olacağım. Ben tercihimi yaptım. Ya ben yiyeceğim, ya da beni başkaları beni yiyecek.
Lord Henry’den İnciler…
Sevgili yavrum , ömürlerinde tek bir kez sevenlerdir asıl sığ olanlar. Onların vefa , sadakat diye adlandırdıkları şeyi ben , ya alışkanlığın verdiği rahatlığa ya da hayal gücünün yokluğuna bağlarım .Zihinsel yaşam için tutarlılık neyse duygusal yaşam içinde vefa odur : basit bir yenilgi itirafı .Vefa !… bunu incelemem gerekiyor günlerden bir gün .Sahiplik tutkusu da giriyor bu işin içine. Başkaları alır diye korkmasak çoktan atacağımız bir sürü şey var.
Sayfa 68
Reklam
Sahip olmak ya da olmak 3
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Merhabalar Bugün sizlere #damladakiokyanus eseriyle geldim. Eser adını Mevlana'nın bir sözünden alıyor, bir iyilik hareketi olarak önümüze çıkıyor. 277 sayfaya kadar yapılabilecek iyilikler listesi ve alt başlıkları var, öneriler ilginç. Devam sayfaları da mevcut. Her bölüm başında hoş sözler bizi karşılıyor. Yazarın kaşif eseri tefekküre
Damladaki Okyanus
Damladaki OkyanusMümine Yıldız · Tuti Kitap · 202176 okunma
İhlal edildikleri, manipüle edildikleri veya denetlendikleri zaman öfkelenemeyen kişiler, gerçek bir sakatlığa sahiptir. Onları sınır sorunlarına karşı uyaran bir "ikaz ışığı" yoktur. İyi çalıştığında bu ışık, saldırıya uğradığınızda hemen yanmalıdır. Öfke, yüreğinizde parlayan bir ateş gibidir; size, karşı durulması gereken bir sorun olduğunu bildirir. Öfkelenememek genellikle doğruyu söylemenin yol açtığı ayrılıktan korktuğumuzun bir göstergesidir. Birisinden hoşnut olmadığımızı beyan etmekle ilişkiye zarar vereceğimizden korkarız. Ancak gerçeğin her zaman dostumuz olduğunu kabul ettiğimizde, genelde kendimize öfkelenme izni veririz.O halde yüzleşici hiçbir şey söylemeden önce, hatta o ilk sınırı da oluşturmadan önce, yüreğinizi inceleyin. Kendinize şunu sorun, "Başkaları tarafından denetlendiğimde, öfkelenmeye hakkım var mı? Ne zaman ihlal edildiğimin farkında mıyım? Kendi erken-uyarı sinyalimi duyabiliyor muyum?" Eğer öyleyse, doğru yoldasınız. Eğer değilse, emin bir yer bularak gerçeği anlatmaya başlamanın tam sırasıdır. Farklılıklar ve anlaşmazlıklar hakkında daha dürüst olmayı başardıkça, kendi öfkenizin size yardımcı olmasına da daha hoşgörülü olacaksınız.
Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun.
Sayfa 9 - MetisKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.