İnsanlara evlilik yaşı sınırlamalarını bıraksalar mı artık acaba? 21. yüzyıldayız ama hâlâ aynı bomboş muhabbetler. Yok 30'a kadar evlenmen lazımmış yok bilmem ne. Kadınlara bu baskı daha da çok yapılıyır, bir de şunu diyorlar; 35'e kadar doğurabilir sonra doğuramaz gibi bir saçma bilgi var. Ek bir sağlık problemi olmayan çoğu kadın isterse 45 yaşına kadar sağlıklı bir doğum yapabilir. Benim 45 yaşındaki annem bile şu an isterse sağlıklı bir bebeği olabilir. Sadece tüp bebek yöntemiyle sağlıklı yumurtaların seçildiğinden emin olmak gerekir. Bırakın insanlar kendini ekonomik, psikolojik anlamda ne zaman hazır hissederlerse o zaman evlensinler. Nedir bu herkesin yangından mal kaçırır gibi evlenme ve evlendirme isteği? Siz bu psikolojik baskıyı bekar nsanlar üzerinde kurunca hayatlarından zevk almalarını engelliyor, alelacele yanlış evliliklere ve boşanmalara sebep oluyorsunuz. Kaç kişi tanıdım, sırf toplum beklentisi bu yönde olduğu için erkenden 20li yaşlarında evlenip iki sene içinde boşanan. Etraf 28-29 yaşında dullarla dolu. Aklı başında insanlar ise 30'lu yaşlarına ayak basınca artık evlenmek istediğinde etrafta dullardan başka seçeneği olmayacak. Çok üzücü. Evliliği bir başarı olarak atfeden toplumda yaşamanın zorlukları 101.
Çocukluk travması
Sigarayı bırakamıyorum, bağımlıyım, çok denedim ama olmuyor, imkansız vs. diyenler bana hikaye anlatmayın. Sigara bağımlılığı da bir şey mi? Siz hiç emzik bağımlısı oldunuz mu? Üstelik bu bağımlılığınızdan cebren ve hile ile koparıldınız mı? Füsun Genç… Ben bir bağımlıydım. Emzik bağımlısı… Tam beş yıl, dört ay, 23 gün emdim. Hayatımın en acı ve
Reklam
Beyaz önlük üzerinde annemin adının yazması dikkatimi çekmişti. Biraz daha yaklaşıp resme iyice baktım önlüğün üzerinde Doktor Eftelya Bilginer yazması beni daha da şaşırttı." Annem doktor değildi ki" diyerek mırıldandım. Sıradaki resme geçtiğimde ise annemin kucağında duran iki bebeği gördüm. Şaşkınlığım gittikçe artmıştı. Hallerinden mutlularmış gibi duran bu bebeklerden birisinin kendim olduğunu anlamam çok sürmemişti. İyi ama yanımdaki bebek? Tıpkı benim gibi duruyordu. Peki ya o kimdi?
Sayfa 33 - OleksaKitabı okuyor
... Birden bir anım geldi aklıma gözüme yaş.. biz küçükken ablamla çok uzaktaki fırına giderdik, babam borçlu.. annem bir haftalık ekmek hamurunu kendi yoğurur bizi bebek arabasındaki o hamurla gönderirdi. Küçüktü ayaklarım yolda uzun.. ablam sevmezdi hiç gitmeyi bense bazen gezmek gibi diye severdim.. şimdi anlıyorum ablamın neden sevmediğini.. hafif değildi omuzlarımıza bırakılan yük..
96 syf.
·
Not rated
Merhaba sevgili kitap dostlarım bugün sizlere sevgili yazar
Abdullah Altunkup
Abdullah Altunkup
kaleminden KUNDAKTAN GELEN SES "Annem" kitabı ile geldim. Yazarın sıkmayan ve akıcı diliyle keyifli ve duygusal bir okuma yaptım biraz bahsedeceğim sizlere tavsiye ederim. #kitabınkonusu Yazar Coğrafya kader midir? Şeklinde bir soru sormak istediğini bu soruyla çok
Kundaktan Gelen Ses
Kundaktan Gelen SesAbdullah Altunkup · Esinti Yayınları · 20248 okunma
Ben doğduktan sonra bir kaza geçirmişti. Bu kazayla oluşan özür, onu küçük yaş aşlardan başlayarak mutsuz etmişti: Ben birkaç aylık bebekmişim. Ağabeyim iki buçuk y aşında bir çocuk olarak anneme gelmiş ve iple çektiği oyuncak a rabasıyla kardeşiini gezdirmek i stediğini söylemiş. Annem, onun "Bebek bana y eğle­niyor" diye kıskanmaması için beni arabanın içine, oturur gibi yatar gibi b ırakmış ama yanımızdan ayrılmamış. Evin ikinci katındaymışız. Odadan çıkınca teras gibi kullanılan, çevresi açık damda geçmiş olay. A ğabeyim önce kendisine t embihlendiği gibi yavaş y avaş ve dikkatli d olaşmış arabayla, sonra gitgide daha hızlı koşmaya b aşlamış, annem yetişene kadar olan olmuş, annem beni arabadan almış ama ağabe­yim damdan aşağı uçmuş
Sayfa 287 - Bilgi yayınevi Ocak 2007Kitabı okudu
Reklam
524 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.