Kelebeğin ömrü
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum. Tamam Tuna, bekliyorum. Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
Türk-Moğol mitolojisi, esasen tek tanrılıdır. Bu tek tanrı, gökyüzünün kişileştirilmiş formu olarak bilinen tanrı Tengri'dir. Yakutlar onu "Yaratıcı Beyaz Efendi" diye çağırırlar. Tatarlar ise ona Ülgen (Ulgan) şeklinde hitap ederler. Onun yardımcı ruhlarına ise tengri adını verirler. Tengri, bütün kainatı ve insanların sosyal yaşamdaki düzenlerini seyrederdi. Bu kavram, sonrasında tek tanrı yani Allah olarak Müslüman inancına devşirilmiştir. Diğer tanrılar, aslında Tengri'nin değişik formlardaki görünüşlerdir. Odlek, zamanın kişileştirilmiş haliyken, Umay ise cenin halindeki bir bebeğin ya da yeryüzü tanrısının adıdır. Mitolojik hayvanlar olarak genellikle kurt, ayı ve kartal sembolleri kullanılmıştır. Türk- Moğolları şaman inancının da etkisiyle ruhun ölümden sonra yaşayacağına inanırlar ve ruhlarla iletişim kurarlar. Türk-Moğolları arasında yaratılışla ilgili mitler de oldukça popülerdir. Büyük Moğol Imparatoru Cengiz Han tanrısallaştırılmıştır ve onun atasının vahşi bir geyik ile mavi bir kurdun çiftleşmesi sonucu dünyaya geldiğine inanırlar. Türk-Moğollarının atası olarak bilinen Alp Kara Aslan (Mitolojik Siyah Aslan) doğduktan sonra bir kartal tarafından büyütülmüş ve dişi bir aslan tarafından emzirilmiştir. Diğer mitolojik kahraman olan Uighur Buqu Han'ın ise bir ağacın oyuğunda dünyaya gelmiş olup anne ve babası iki ağaç olmuştur. Diğer mitolojik kahramanlar da mucizevî bir şekilde farklı hayvanların karışımı olarak güneş ışıkları tarafından meydana getirilmiştir.
Sayfa 131 - 132Kitabı okudu
Reklam
1994 yılının mayıs ayı hatırladığım kadarıyla alışılmadık kadar güneşli ve sıcak geçiyordu. okul arkadaşlarım her teneffüste bahçede çimenlerin üstüne oturur; papatyalardan kolyeler, taşlar yapar, gitar çalarlardı. dünya ışıl ışıldı ve hayat sonsuz vaatlerle doluydu. onlar neşe içinde hoplayıp zıplarken ben attığım her adımda görünmez bir çamurun derinliklerine doğru saplanmaktaydım. ağırlığın gücüne karşı koyamıyordum; toprak, adeta beni kendine çekiyordu. on dört yaşımdaydım ve bir süredir hüznün ne demek oldugunu biliyordum. … mayıs geçip haziran geldiğindeyse her şey daha da grileşmişti, tıpkı çizgi filmlerde renklerin yavaşça geri çekilip sonunda sadece siyahla beyazın kalması gibi. ardından var olan siyah beyazdan kontrast da kayboldu, beyaz daha da cansızlaştı ve sonunda her yer gri oldu. etrafımdaki dünya başka bir dünyaya dönüşmüştü; olan biten kendiliğinden iyi sonuçlanmayacak, hatta büyük bir ihtimalle hiçbir zaman iyi sonuçlanmayacaktı. bedenim bu ağırlığın altında, düşüncelerim tek bir tema etrafında birleşiyordu: bu dünyada var olmasam daha iyiydi. daha sonraları mayıstan nefret ettim; baharın kokusundan, yeşillenmeden, filizlenmeden, yazın müjdecisinden... mayıs, beni bugün bile hiç neşelendirmez. baharın arkasından gelecek olan mevsim de beni diğer insanlar kadar heyecanlandırmaz.
Pek az iki nehir sakini Beyaz Irmak'ı aşmıştı, daha da azı geri dönmüştü. Ama genel olarak, Gölgeler Ormanı'nın, herhangi bir yol ya da köy olmaksızın, sayısız kurt ve ayı barındırarak yüz altmış kilometre, hatta daha fazla uzadığı kabul ediliyordu.
123 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 22 hours
Neden İşbirliği Yaptılar
Kore Savaşında ölen, yaralanan veya esir alınan Amerikalı askerlerin durumu ele alınıyor. Bu doğrultuda da Neden İşbirliği Yaptılar sorusu ortaya çıkıyor. Amerikalı esirlerin esir düşme oranın neden yüksek olduğu, esir kamplarındaki askerlerin çoğunluğunun neden başıbozuk olduğu ve Çinlilerin yaptığı komünizm telkinlere olumlu bakan Amerikalıların
Neden İşbirliği Yaptılar?
Neden İşbirliği Yaptılar?Eugene Kinkead · Gnkur Basımevi · 19671 okunma
KELİME-İ TEVHÎD YEDİ TEHLİKEYE MÂNİDİR
“Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullah” kelime-i tevhîdini ihlasla çok okuyanları, bu mübarek kelime hürmetine Allâhü Teâlâ, şu tehlikelerden ve şeytanın vesvesesinden muhafaza buyurur: Ölüm anındaki tehlikedir. Bu, -Allah muhafaza- imansız olarak ölme tehlikesidir. Bu tehlikeden kurtulanlar, son nefeste imanlarını muhafaza ederler. Kabir
Reklam
960 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.