Gene karısının anlattığına göre. Beyfendiler beyfendisinin sözünü kesen bir başka beyfendi: "Halkımıza kahve verme, şeker varme, gaz verme, hatta ekmek vermez zarar yok... Yeter ki ibadethanelerini onar, radyolarında mevlüdünü, ardından da gümrah sesli dua hanlarının kalpleri dalgalandıran seslerini eksik etme!" sesli dua hanlarının kalplerindeki dalgalandıran seslerini eksik etme!
Yolda olmayı seviyorum. Yolda olmayı sevdiren şey; bir yerlere varma hevesim mi, yoksa yolun ta kendisi mi bilmiyorum.. Anın keyfini çıkarmak varken bazı şeyleri bilmesekte olur herhalde,.. (Beyfendi sanki herşeyi biliyor bi bu kaldı) . . Böyle bozkırın hafif turuncuya çalmış sarısına dalmış giderken hatırıma Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş'tan Yolcu Türküsü geliverdi. Böylesine derin mânâlar yüklü mısraları anlamak için bakmayı ve görmeyi bilmek gerek.. Bakıpta görenlere müjdeler olsun. . . Vade tekmil olup ömrün dolmadan Emanetçi emaneti almadan Ömrüyün baginin gülü solmadan Varip bir canana ikrar verdin mi varip bir cananın kulu oldun mu Garip bülbül gibi feryat ederiz Cehalet(cahiller) elinde küskün kederiz Hep yolcuyuz böyle geldik böyle gideriz Dünya senin vatanin mi yurdun mu?
Reklam
Bir pazar sabahı New York metrosunda başımdan geçen küçük çaplı bir paradigma değişimini hatırlıyorum. Herkes sessizce oturuyordu. Birtakım insanlar gazete okuyordu, bazıları düşüncelere dalmış, bazıların da gözlerini kapatmış, dinleniyordu. Sakin ve huzurlu bir ortamdı. Sonra birdenbire, bir adam çocuklarıyla birlikte vagona bindi. Çocuklar o kadar yaramaz ve gürültüsüydü ki, hava birdenbire tamamen değişti. Adam, yanıma oturup gözlerini kapattı, durumdan habersiz gibiydi. Çocuklar koşarak bağırıp çağırıyor, eşyaları fırlatıp atıyor, hatta bazı yolcuların gazetelerini kapatıyorlardı. Ama yanımda oturan adam hiçbir şey yapmıyordu. öfkelenmemek zordu. adamın, çoçukların böyle vahşice koşuşmalarına aldırmayacak ve bu konuda hiçbir şey yapmayacak, hiç bir sorumluluk üstlenmeyecek kadar duyarsız olmasına inanamıyorum. Metroda herkesin sinirlendiği belliydi. Sonunda, bana olağanüstü gelen bir sabırla ve kendimi tutarak Adama dönüp: Beyfendi, çocuklarınız birçok kişiyi rahatsız ediyor, onlara biraz daha hakim olamaz mısınız? Dedim. Adam, durumu henüz fark ediyormuş gibi bana bakarak usulca, " Ah, çok haklısınız, bir şeyler yapsam iyi olacak. Hastaneden geliyoruz. Anneleri bir saat önce orada öldü. Ne düşüneceğimi bilemiyorum. Galiba çocuklar da bununla Nasıl baş edeceklerini bilemiyorlar," diye yanıtladı. Birdenbire herşeyi başka türlü gördüm. Başka türlü gördüğüm için de başka türlü düşünmeye, başka türlü hissetmeye ve başka türlü davranmaya başladım.....
164 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Yalanlarla ve bir kadına duyulan merak hisleriyle başlayan roman, gerçeklerle devam ediyor. Yaptığı mesleği karakterine yansıtmış olan kadın, gerçek yüzünü saklayarak temiz ruhlu bir beyfendiyi kendisine aşık ettiriyor ve bundan büyük bir haz duyarak oyununa devam ediyor. Kötü alışkanlıklar bulaştırıyor temiz ruhlu adamımıza. Ardından hayırsız bir evlat olarak karşımıza çıkan bu beyfendi yontulmuş gözleriyle olayları düzeltmeye çalışıyor. Düzelmiyor. Gerçekler ortaya çıkmadan önce öldürüyor. Herkesi... Ve güzel bir cümleyle kitabımız sona eriyor. "Ne derler bilirsiniz: "Son pişmanlık fayda etmez.""
İntibah
İntibahNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139.9k okunma
- Bu işçi milleti böyledir beyfendi, dedi, bunlar doymaz, siz verdikçe onlar daha ister... - Sonu gelmez ki bunun... - Onun için beyfendi, baştan verilmeyecek istedikleri...
425 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
#kitap yorum Ana konu ,viktoryen Zaman İngiltere'sinde geçen cici bici şiir okuyan naif biraz şımarık ama sığ zengin bir tüccar kızı ile nişanlı aristokrat bir beyfendinin alt sınıftan bir kadına aşık olması ile iki aşk arasında kalıp bocalaması ,bu ana tema Yazar bu konu altında Viktorya çağının bağnaz dindarlarını ,tutucu ve çökmekte olan
Fransız Teğmenin Kadını
Fransız Teğmenin KadınıJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20202,433 okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.