kadının yetersizliğine ilişkin önyargı ve buna bağlı olarak erkeğin kendini beğenmişliği, her iki cinsiyet arasındaki uyumu sürekli bozarak inanılmayacak bir gerilimin doğmasına yol açar; ilgili gerilim, özellikle sevgi ilişkilerine nüfuz ederek tüm mutluluk olanaklarını aralıksız tehdit altında tutar, hatta çok kez yok eder. Tüm aşk yaşamımızı zehirleyerek kurutup bir yangın yerine çevirir. Uyumlu bir evliliğe alabildiğine seyrek rastlayışımızın nedeni de yine aynı gerilimdir.
80 syf.
·
Not rated
Bir şiir okuduğumu söyleyebilir ama bunu düz yazı olan bu kitaba şiir başlığı diye anlatamam. Aslında anlatılabilir. Çünkü cümlelerde bulabileceğimiz kafiyeler bize bunu düzyazı gibi sunulmuş soyut bir şiir oldurabilir. Rast geldiği bir kadının resmşni çizmek isteyen bir ressam karakteri ana unsurdur kitapta ve anlatılar günlük şeklinde yazılmış metinlerden oluşuyor. Resmini çizmeye çalıştığı kadını tasvir edişinde kadına bolca sevgi, aşk sıfatları ve benzetmeleri yüklerken ona karşı adım adım, gün gün demek daha doğru olur, erotik duygular besliyor. Kadını anlatımı sırasında içindeki arzuları da yükseliyor. Kadın için bir zambak benzetmesi yaparkrn kendini de onu lekeleyeceği bir yılan olarak görüyor ressamımız. Tanımlamalarını, benzetmelerini yaparken yararlandığı şeyler çokça mitolojik ögeler. Bu bakımdan doğrudan olmasa da ve dipnot geçilmeyen yerlerden yazarın mitolojiden yararlandığını aklımızda tutup, anlatımlarını bu şekilde değerlendirmemiz gerekir. Yazar ayrıca Ölüm kavramını sürekli yanında tutar. Kendisini ve anlattığı kadına hitabında ölümün kendisini, ölüm sırasını ve sonrasını işler. Burada da yine mitolojiden yararlandığını okuduğumuzda görebiliriz. Gencecik zamanlarında yazdığı ve ilk metinleridir bu kitap Kazancakis'in. Zorba adlı eseriyle zirve yapmış olsa da, bu ilkel eseri ve diğer kitapları da zevkle okunacak kitaplar arasında yer alır kanımca.
Yılan ve Zambak
Yılan ve ZambakNikos Kazancakis · Can Yayınları · 2023167 okunma
Reklam
"Yetiştirme yurdunu anlamak tıpkı farklı bir ülke hakkında bilgiler edinmeye benzer. Oralı değilseniz, onların dilini konuşmazsınız. Bakım evinde çocuklar için yaşam altüst olmuştur." Pek çocuğun kıymetini bilmediği güvenlik ve sevgi duygularını kendileri yaratmak zorundadır. Griffin'in "Yaşam alt üst olmuştur." ifadesinin anlamı, bakım evinde kalan çocuklara sevgi ya da cömertlik gösterildiğinde ne yapacaklarını ya da nasıl tepki göstereceklerini bilemezler. Kabalık onlar için daha tanıdıktır; anladıkları şey alaycılıktır.
Sayfa 340Kitabı okudu
Senin gözlerin dram; oysa ağlatan benim Ben dilenci; sen sultan, sevgi dağıtan benim Sen ışık; ben karanlık ve aydınlatan benim Ben ölümüm; sen hayat, cana can katan benim Sabah sende oluyor; güneşi tutan benim Soran ben; sorulan sen, hüznü damıtan benim Öldüren ben; ölen sen, kabirde yatan benim Sen sevda yüklü bulut, göklerimin sahibi Saklıyorum içimde seni bir tufan gibi
Sevgi ve nefret
Moralim bozuk olduğunda hele yorulmuşsam, bıkmışsam ve kendi kendime söylenmeye de başlamışsam istenilenin tersini yapmaya meyilliyimdir. Kalmamı istediğinde gider, gitmemi istediğinde kalır ve bir şey yapmamı beklediğinde de hiçbir şey yapmazdım. Şaşırtırdım onu. Çileden çıkar, evde kırılmadık eşya bırakmaz, hakkımda kendi kendine söylenir dururdu. Ben de ondan aşağı kalmaz birkaç kelâm eder, bayağılaşırdık sonra da ikimiz de ayrı odalara kapanır saatlerce çıkmazdık. Yorucu birkaç saatin ardından barışmak için bir gün ben giderdim kapısına, bir gün de o gelirdi kapıma. Ne kadar tartışsak da birbirimiz olmadan hiçbir şey yapamazdık. Bizi ayakta tutan birbirimize duyduğumuz sevgi ve nefretti. "Onları öfkeme layık bulmuyorum. Öfkem bana ait bir şey. Yakın hissetmediğim birine nasıl gösteririm onu." - Oğuz Atay
Yaş aldıkça anlıyorum ki insanları bir arada tutan tek şey aşk değil.Kimi hikayede sevgi,kiminde para,kiminde sahipsizlik,kiminde bağ kurma isteği var.
Reklam
1,000 öğeden 921 ile 930 arasındakiler gösteriliyor.