Yaz akşamlarında, yeni sulanmış akşamsefalarıyla çevrelenmiş, hanımeli veya sarmaşık gülü kokan bahçelerde radyolar açılır, Zeki Müren’in billur sesi, “Bakmıyor çeşmi siyah feryade…” derken büyükler içlenir; aynı anda tülleri uçuşan odalarda gençler pikaplarına Füsun Önal’ın son kırkbeşliğini koyarlar, “Senden başka senden başka / Sevemem ben hiç kimseyi” şarkısını söyleyerek dans ederlerdi.
Sayfa 124 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Türk halkı nelere inanmamıştı ki? Futbolda sekiz sıfır yenilir ve ezilmediğine inanırdı. İhtilallerin memleketin menfaati için yapıldığına inanırdı. Dünyanın sadece Türk olduğu için kendisine düşman olduğuna inanırdı. Hep bir şeylere sonuna kadar inanırdı.
Sayfa 122 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
Eurovision yarışması…
Çetin Alp’in Opera adlı parçasıyla sıfır puan aldığı yarışmadan sonra Türk düşmanlığı edebiyatı unutulmuş, bu parçayı kimin seçtiği tartışılmıştı.
Sayfa 121 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
Eurovision yarışmaları...
Ertesi günün gazeteleri yıkım edebiyatı yaparlardı. “Yine sonuncu olduk!” “Birinci olduk ama sondan!” gibi başlıklar atılır ve başarısızlığımız tek bir nedene bağlanırdı. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur!” Avrupalılar kuyruk acıları olduğu için bizi sevmiyorlardı, düşmanlarımız yine kulis yapmıştı, bası siyasi güçler bizim Avrupa’daki varlığımıza engel olmak istiyorlardı.
Sayfa 121 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
1980 yılbaşı gecesi…
(…) Türkiye televizyonlarında ilk kez bir dansöz Nesrin Topkapı, saat tam 12’de, elinde bir baston, üzerinde göğsünü ve kalçalarını kapatan şalvarımsı bir kostümle televizyona çıktı, böylece Türkiye’de televizyona çıkan ilk dansöz unvanını almış oldu.
Sayfa 116 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
Reklam
70’lerin ikinci yarısında yılbaşı gecesini evde tombala oynayıp televizyon seyrederek geçirmek zorunda kalışın bir nedeni enflasyonsa, bir başka nedeni de terör yılları olmasıydı. Birçok şehirde sokağa çıkma yasağı uygulanıyor, gece on ikiden sonra sokaklarda kimseler kalmıyordu. Gece sokağa çıkmak korkulu bir macera haline geldiği için, yılbaşı geceleri sokağa çıkma yasağı ikide başlatılsa da, çoğu aile evinde kalmayı tercih ediyordu.
Sayfa 114 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
70’lerin sonlarına doğru yayınlanmaya başlayan Dallas, yayınlandığı sırada hayatın durmasına neden oluyordu. Sokaklarda kimseler kalmıyor, ertesi gün okullarda, işyerlerinde seyredenler seyredemeyenlere Dallas’ı anlatıyorlardı. Kötü Adam J.R. ile kardeşi iyi adam Boby, seksi yeğen Lucy, Boby’nin karısı güzel Pamela ile J.R.’ın alkolik karısı Suellen, yıllarca pazar geceleri televizyon başındaki seyircileri oyaladılar.
Sayfa 103 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
Günümüzde araba markaları üzerine konuşulması gibi, o yıllarda da evlerde televizyon markaları konuşulurdu. Schaublorenz mi iyidir, Grundig mi üstündür gibi, markalar üzerine anlamsız tartışmalar yapılır; her aile babası kendi aldığı televizyonun markasını, futbol takımını savunur gibi savunurdu.
Sayfa 94 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
Fakir ama gururlu yıllardı; ahlâk, görgü, nezaket gibi değerler maddi varlıktan daha büyük bir zenginliği ifade ederdi.
Sayfa 88 - Yapı Kredi Yayınları - 14. BaskıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.