General Pershing'in kurmay başkanı olan General Harburd, Sivas'ta Mustafa Kemal'le görüşürken der ki:
-Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük kumandanlar yetiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan bir millet elbette bir medeniyet sahibi olmalıdır. Takdir ederim. Ama bugünkü duruma bakalım. Başta Almanya, müttefiklerinizle dört yıl harp ettiniz, yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Fertlerin intihar ettikleri vakit vakit görülür. Bir milletin intihar ettiğini mi göreceğiz?
Mustafa Kemal, generale: "Teşekkür ederim," dedi. "Tarihimizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterdim ki biz emperyalist pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkum olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz."
General ve arkadaşları sessizce ayağa kalktılar.
- Biz de olsak böyle yapardık!
Diş Bakanı Lord Gürzon şöyle diyordu: “Şu menhus İzmir çıkarmasından beri her Türk, Mustafa Kemal'in temsil ettiği yurtseverlik davasına karşı derin bir sempatiden başka duygu besleyemez." İngiliz Genelkurmay Başkanı Sir Henry Wilson, "Artık İngiliz politikası Mustafa Kemal'le dost olmaktır," demişti. İstanbul Komutanlığı'na gelen Sir Charles Harrington yazdığı mektupta gene Sir Henri Wilson'a, "Yapacağımız en doğru hareket İstanbul'dan çıkıp gitmek ve Türklerle dost olmaktır," diye yazıyordu.