80 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Turnayı gözünden vurdun ,bu bilet o kadar değerli ki ...Bununla göklerin ötesine bile seyahat edebilirsin !Hatta bu bilet sayesinde ,Galaktik Trenyolu seni bu kusurlu dördüncü boyutun herhangi bir yerinde bırakabilir. Kenci Miyazava ,çoğunlukla çocuk öyküleri yazan bir yazardır .Kitapların da duygusal ve sembolizm hakimdir .Bu kitapta da yoğun olarak görmek mümkün . Galaksi yıldızlar ve uzay metaformunu kullanarak ölüm hakikatini ,küçük bir çocuk olan Giovanni gözüyle anlatıyor . Giavonni arkadaşları tarafından dışlanan bir çocuktur. Giavonni kendisine iyi davranan tek samimi arkadaşı Campanella ile Samanyolunda çıktıkları yolculukta bazı insanlarla tanışırlar . Yazarın ilk okuduğum kitabı idi.Ve yoğun duygu içeren fantastik ve bir o kadar da hakikat içeren bu küçük kitapta ölümü sevimli bir şekilde bir çocuk kalbinin penceresinden okudum . Ne güzel olurdu Samanyolu na gitsem ,oralarda doya doya gezsem .diye düşünerek bir müddet haritaya baktı dalgın gözlerle . Doğru yolda ilerlerken karşılaşılan zorlukların ve tecrübe edilen tüm iniş çıkışların her biri, aslında bizi gerçek mutluluğu yaklaştıran birer adımdır. Evet hiç bir beden boş yere var olmadı .Ve öldükten sonra son da olmayacaktır yolculuk .... ÖLÜM son değil ve yaşanılan hiç bir şey boş değil ️
Galaktik Trenyolu'nda Gece Vakti
Galaktik Trenyolu'nda Gece VaktiKenji Miyazawa · İthaki Yayınları · 2023726 okunma
Diyeceğim, bilimkurguyla birlikte edebiyat, Thomas More'ların, Tommaso Campanella'ların, Francis Bacon'ların ütopyalarını ardında bırakmış, sınıflar arasındaki uçurumların giderek büyüdüğü, toplumsal çalkantıların şiddetlendiği , ama bir yandan da teknolojinin görülmemiş bir hızla geliştiği, yepyeni buluşların birbirini izlediği bir çağda karamsar karşı-ütopyacı romanlarla, insanlığın insanlıktan çıktığı, totaliter yönetimlerin gemi azıya aldığı, doğa ve çevre yıkımlarının patlak verdiği, toplumların dehşet verici çöküşlere sürüklendiği distopyalara yönelmiştir. Denilebilir ki, insanoğlunun geleceğe ilişkin merak ve düşgücünden doğan bilimkurgu edebiyatının büyük bir bölümü, yaşadığımız çağın, vardığımız uygarlığın insanın insanlığını, doğanın doğallığını giderek yok edişinin sorgulanışıdır.
Reklam
“Öyle zamanlar oluyor ki insanlar, birbirlerine savaş açabilmek için, içlerindeki öfkeye mantıksal bir kılıf bile bulabiliyorlar.”
Sayfa 89
“Güneş doğduğunda bizi yataktan kalkmaya zorlamıyor. Sadece bizi buna davet ediyor ve karşılığında bazı konfor unsurları vadediyor. Gece olması da aynı şekilde uykuya teşvik ederken, uyanık kalmayı konforsuz kılıyor.”
Sayfa 88
“…bizim için sugötürmez bir gerçektir ki, tek bir bilimden anlayan ve diğerleri hakkında bilgi sahibi olmayan, bilgileri de kitaplarla sınırlı kalan birisi, cahil ve vasıfsızdır.”
Sayfa 30
Gerçekte, Güneş doğarken bizi yatağımızdan kalkmaya zorlamaz, yalnız kalkmaya çağırır, gece karanlığının bizi uykuya çağırışı gibi.
Reklam
Yalan, çoğu zaman, erdemli insanın gölgede kalmasına; ahlâksı ve berbat insanların, gerek korku gerek yaranma gerek açgözlülük yüzünden, övülüp yüceltilmesine yol açar.
Her ayın başında ve ortasında dinsel törenden sonra Büyük Kurultay toplanır. Yirmi bir yaşını dolduran her yurttaş Kurultaya katılır ve herkes teker teker devlet işlerinde gördüğü eksiklikleri, yöneticilerin görevlerini yerine getirip getirmediklerini söyleme hakkına sahiptir.
Onlara göre, savaşın amacı düşmanı yok etmek değil, daha iyi hale getirmektir.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.