Umutsuzluk, erişilmesi olanaksız bir şeyi amaç edinmenin bedelidir. Bunun bağışlanmayacak bir günah olduğunu söylerler. Ama dürüstlükten yoksun ve kötü olanlar, hiç işlemezler bu günahı. Çünkü hep bir umudu kalır kötülerin. Onlar, derecenin sıfır noktasına varıp, yüzde yüz başarısızlığa uğradıklarını hiç kavrayamazlar. Cehennemlik olma yeteneği, ancak iyi niyetli insanların yüreğinde bulunur her zaman.
Sayfa 68 - İş Bankası Kültür
"İnternetin icadı ve sosyal medyadan ötürü, tarihte bir ilk yaşandı: Aptallık aktive oldu. Günümüze dek cahil, budala ve nobran kimseler 'Büyüklerimiz bilir, kitapta yazıyormuş, haberlerde izledim...' derlerdi. Şimdi, dijital çağda sosyal medya marifetiyle aptallar yayın yapmaktalar. Hayatlarını mesuliyet bilinciyle ve değersizlik duygularını pratik biçimde bastırmaya eğilimli oldukları için de parlak(!) fikirlerini uluorta söylüyor, yayıyorlar. Birbirlerini bulup gruplaşıyor, kümeleniyor, çoğalıyorlar. Cahil cesaretiyle başlayan süreç, yobaz özgüveniyle taçlanıyor. Sayılarının çokluğu, denyoların haklılık duygusunu pekiştiriyor. Aktif aptallık böylece dominant hale geliyor. Bir zırva, milyonlarca insan tarafından benimsenip tekrarlanınca, onun iyi, doğru ve güzel olduğu kesinlik(!) kazanıyor. Youtube'da 12 milyon kez tıklanmış bir Mozart senfonisinin altındaki 79 bin 'dislike', aptallığın gür çığlığının kayıtlı yankısı. Fârabi, Leonardo, İbn Rüşd, Darwin, Beethowen, Freud, Hawking... cehennemlik veyahut çöp ha?! Çünkü sen Twitter kullanıyorsun artık! Dehaya, hünere, esere saygı göstermene gerek kalmadı!?"
Alfa Kitap
Reklam
Müslüman olan eski papaz şöyle demiştir: “Bu sûre’de(tebbet suresi) muhteşem bir incelik ve mucize gördüm” Ne olduğunu soranlara ise şöyle açıklar: “Tebbet sûresi yaşayan bir insan hakkında nazîl oldu. Yani Ebû Lehep hakkında nazîl oldu. Ebû Lehep bu sûre indikten sonra tam 8 sene daha yaşadı. Bu sûre onun ve karısının cehennemlik olduğunu bildiriyordu. Yani Ebû Lehep yalandan bile iman etse bu sûre geçersiz kalacaktı. Çünkü Ebû Lehep iman etmiş olacaktı. Ama Ebû Lehep bu sûre inmesine rağmen ve tam 8 sene yaşamasına rağmen inkârında direndi ve karısıyla birlikte zulmüne devam etti. İncelik ve mucize burada. Yani iman ederek bu sûreyi geçersiz kılabilirdi. Ama Allah onun iman etmeyeceğini biliyordu. İşte bu sûrede muhteşem bir mucize vardır. Bu da demektir ki Allah(Celle Celaluhu) geçmiş ve gelecek ile ilgili herşeyi eksiksiz bilmektedir. Ben bu yüzden Müslüman oluyorum.”
Allah adına hüküm verir olmuşuz...
- Evet, bilmeden Allah adına hüküm verir olmuşuz. Şu cennetlik, şu cehennemlik der olmuşuz. Bâtıni bilmeden sırf zâhire bakarak ve onun hakkında Allah'ın ne takdir ettiğini bilmeksizin hüküm verir olmuşuz. Kendi taşıdığımız kalpten bihaber iken kimin cennete veya cehenneme gideceğine karar verir olmuşuz.
Sayfa 156Kitabı okudu
Kadere imanın iki derecesi vardır: Birinci derece: Allahu Teâlâ'nın, kulların işleyecekleri iyilik (hayır), kötülük (ser), itaat, ibadet ve günahlar, onları yaratmadan ve varlık âlemine getirmeden, onlardan hangilerinin cennetlik ve hangilerinin cehennemlik olduğunu önceden bildiğine, yaratılmaları ve oluşumlarından önce amellerine karşılık onlar için sevap ve ceza hazırladığına,tüm bunları, kendi katındaki kitaba yazdığına ve kaydettiğine, kulların amellerinin, Allah'ın ilmi ve kitabında olduğu gibi gerçeklestiğine iman etmektir. İkinci derece: Allahu Teâlấ'nın, küfür, iman, itaat, ibadet ve günah gibi kulların fiillerinden tamamını yarattğına ve onlardan dilediği kimseleri, bu amellerle karşı karşıya bıraktığına iman etmektir. Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'ın kabul ettiği derece budur. Kaderiyye ise bunu inkâr eder. Kaderiyye mezhebinden birçok kimse, birinci dereceyi kabul eder. Ancak ibn Ömer 'e kader hakkındaki sözleri sorulan Ma'bed el-Cüheni,Amr bin Ubeyd gibi mezhebin aşırı gidenleri, bu dereceyi reddederler.
Mefistofeles bu umutsuzluktan yararlanıp ona bir hançer uzatırken, vicdan azabı ona bağırır: “Neredesin Faust? Zavallı, ne yaptın sen? Cehennemliksin sen, Faust, cehennemlik. Umudunu kes ve öl.”
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.