Bu ileti takribî bir sene evvel yapılmış bir inceleme/tahkikatın devamıdır.
(BKZ. #200635571)
Hakikaten, Cenab Şahabettin bu eserinde (
Tiryaki Sözleri ) harikalar gösteren bir icaz-kâr-ı hünerdir. Onun nesri kadar oynak, onun nesri kadar ivicacı, onun nesri kadar süslu ve zarif bir nesir hiçbir edibimizde, hiçbir şairimizde yoktur.
"Uslûb-ı beyan ayrı insandır!" diyen Fransız edib-i şehiri (
Georges-Louis Leclerc )Buffon'a hak vermemek mümkün değildir...
Cenabın yazılarııda imzası bizzat üslübudur. Ayrıca imzaya ihtiyaç yoktur. İki cumlesini okumak kendisini tanımak için kâfidir.
Bkz. İSTİHZA ERBAB-I ZEKANIN HUKUK-I TABİİYESİNDENDİR.
Lisanı (bilhassa nesri) şuh, şakrak, tanınan ve perrandır.
Cenab'ın mevkii Edebiyat- Cedide içinde en büyük sanatkâr mevkidir.
Ben bu eserini seve seve okurum. Hatta kendim ciltledim. Fakat onun üslubu bana sehl-i mümtenile yapılmış bir tekellüf hissini veriyor mesela bazı cambazlar vardır ki gayet güç perendelere falan kalkışıyorlae aman yapamayacaklar, düşecekler, diye içiniz titrer. Halbuki umduğunuzdan daha alâ zıplarlar.
Cenab da öyledir. Üslübunu okumaya başladığınız zaman içiniz titremeye başlar. Bu oyunları beceremeyecek, şimdi şaşıracak diye korkarsınız halbuki o fevkalade muvaffakıyetlerle hüzeyli gösterir.
Cephemi varsın o solgun seneler soldursun
Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam
Gençliğin böyle benimken kocamam, hiç kocamam
Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun
Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede
Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu
Genç eder ufkumu hülyalarımın genç kokusu;
Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerede?
Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan
Ne zaman gençliğini yolda hırâman görsem
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış bûsen
Toplanır leblerime, bir gece dargın dursan.
Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken
Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben
Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi.