Ay ışığında ayakta durup havlumu üzerimden attım.
“Caroline,” dedi nefesini bırakarak. Üzerine çıktım ben
de. Bacaklarının alt kısmında oturarak erkekliğini ellerime aldım. Bana muhtaç elleri göğüslerime uzanıp onları
yoğurdu. Aletini sıvazladım, alt kısmını ellerimle kavradım, üst kısma doğru çıktım, elimi başına doğru gezdirdim ve ne
Bacaklarımla onu kıstırıp kendime yaklaştırarak iyice
içimde hissettim. Nefes alıp vermeleri benimkiyle senkronize olmuştu. Ben başını kaşıyıp sırtında parmak uçlarımla küçük şekiller çizerken bana yaslanarak soluklandı.
Birkaç dakika sonra dirseği üzerinde doğruldu, saçlarını
düzeltip eski haline getirdim.
“Şen gelmedin, değil mi?”
“Hayır birtanem ama ne olursa olsun muhteşemdi.”
“O halde bunu telafi etmeme izin ver,” dedi ısrarla, ellerini aramızda gezdirerek. Onu durdurduğumda şaşırdı.
“Tatlım ne oldu?”
“Her zaman öyle olması gerekmiyor. Benim için yine
de harika olabiliyor, anlıyor musun? Kimi geceler, burada
olmak, sana yakın olmak yetiyor,” dedim. Usulca tatlı bir
öpücük daha kondurmak için onu yatağa doğru çektim.
“Seni çok seviyorum,” diye kulağına fısıldadım. Yanıt niteliğindeki gülümsemesi yüreğimi hoplattı.
Yaşadığım Büyük Orgazm Eksikliği’nin ardından artık OR her zaman benim yanımda olacak mıydı? Tabii ki
hayır, her zaman değil. Fakat çoğu zaman oradaydı, çoğu
zaman çoklu OR’lar oluyordu. Kimi zaman G’yi de beraberinde getiriyordu. Bunlar neredeyse zevkten baygınlık
geçirdiğim gecelerdi.
Her ne kadar tezgâh üstü sevişmesi, banyo sevişmesi,
mutfak zemini sevişmesi ve merdiven sevişmesini -evet,
bir merdiven sevişmesi gecesi- sevsem de sakin sevişme
yine de en sevdiğimdi. Simon’ın üzerimde olduğu, o güzel
ağırlığının ve aşkının üzerimdeki, içimdeki, her yerimdeki ağırlığını hissettiğim zamanlar...
"Ben şu anda sadece bir mutlu sonla ilgileniyorum. Ya da iki, hatta üç. Bu sabah bana bıraktığın o ginseng çayını iç. Dikkat et."
Bir kahkaha attı. Bacaklarımdan birini omzuna kaldırdı. Bunu yaparken baldırımın iç kısmını boydan boya öptü.
"Demek mutlu son, ha?""Sence bunu hak etmedik mi?" diye sordu.
Şimdi dizleri
"Ah, tanrım."
Tak Tak.
"Ah, aaahhh."
Tak tak.
Neler oluy...
"Oh, aahh, çok iyi!"
Uykudan uyanmaya çalıştım, bana yabancı gelen odaya baktıkça iyice kafam karıştı. Yerde kutular. Duvara dayanmış tablolar. Yeni dairemde, yeni yatak odamda olduğumu hatırlattım kendime. Ellerimi yatak örtüsünde gezdirdim, onun o pahalı,