Halk efsaneleri, şehrin tılsımları anlatan kitaptır. Gravür tarzı resimlerle süslenmiştir. Yazarın bu kadar ısrarla İstanbul demesine anlam veremiyorum. Anlattığı dönemlerde "İstanbul" ad olarak diye bir şey yoktu.
Konstantinopolis ya da Konstantiniyye demesinden böyle bir tırsma anlamsız.
[29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bile, Cumhuriyet’in neredeyse ilk 7 yılı boyunca Konstantiniyye ve yurtdışında Batılılar tarafından Konstantinopolis adları kullanılmaya devam edildi.
Ancak, 28 Mart 1930 yılında Türk Posta Hizmet Kanunu ile kentin adı resmen değiştirilerek İstanbul adını almıştır. Konstantinopolis (ve Konstantiniyye) adı ise tamamen yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca Türk makamları yabancılardan kendi dillerinde kentin tek adı olarak resmen İstanbul adını kullanılmasını talep etmiştir ve uygulamaya koymuştur. Cumhuriyet dönemiyle birlikte İstanbul kentin resmi ve uluslararası adı ilan edildikten sonra "Konstantinopolis" adının mektuplarda veya diğer yazışmalarda ve uluslararası alanlarda kullanılması yasaklandı. Örneğin yurtdışından İstanbul'a gönderilen mektuplarda adres olarak "Konstantinopolis" (yanında İstanbul yazsa bile) yazıldıysa bu mektuplar geri gönderilmeye başlandı.]
Ramazan ve Kurban bayramlarının Cumhuriyet döneminde de (ufak bir tereddütten sonra) resmi tatil olarak kabul edilmesine karşılık aynı şekilde resmi tatil olan Mevlid Kandili, nedense yeni rejimin bünyesinden tatile çıkarılmıştır.
Her sayfasında Atatürk ve cumhuriyet karşıtlığı barındırıyor. Belli bir kesimin hoşuna gidecek, belli bir kesim için de çöp niteliği taşıyacak bir kitap.
Muazzez İlmiye ÇığUygarlığın Kökeni Sümerliler-1
“Konu pek çok ve çeşitli olduğu İçin, çalışmamı iki cilde ayırdım”
Diyor Sümeroloğ Muazzez İlmiye Çığ,ilk kitabı Uygarlığın Kökeni Sümerliler-1 Okudum.
Dillerine uygun ilk yazıyı icat eden uygarlık Sümerliler,önce resim şeklinde başlamış,yazı ve taşlar üzerine kazılmış.Daha sonra Fırat ve
Bu kitabı okumak yürek ister. Bildiğimizi sandığımız, tabulaşmış empoze bilgi, kişi ve kurumlar kanıt ve referanslarıyla doğru şekilde önümüze sunuluyor. İnsan bu kadar haksızlığa uğrayan Ecdad’a ve değerlerine üzülmek, içi acımak bir yana duyduğu öfkeyi içine gömüp Allah’a haval ederken buluyor kendini yozlaşma meretine karşı. Çok başarılı buldum, herkesin okumasını dileyeceğim bir kitap.
Bu kitabi okurken nasil bilinc altimizla oynandigini nasil kandirildigimizi sorgulamaya basliyorsunuz bu kadar saf olamayiz diyorsunuz ama ne yazikki uzulerek okuyacaginizi düşündüğüm bir kitap gozleri olup gormekten aciz insanlarin hosuna gitmeyecek bir kitap bu kitapta yazılanlarin elbet bir gun tarih kitaplarimizda da tum gercekliklerini yazilmasi temenisiyle... eger fanatik degilseniz sorgulamaktan ve gercekleri duymak ogrenmek istiyorsaniz mukemmel bir kitap Mustafa armağan cok cesur bir kalem her kitabi ayri bir cesaretle yazilmis