Birden babasını, babasının bir sözünü hatırladı; toparlanmak için elin mareşallerine bakmanın ne gereği vardı ona, ama çocukluğunda, daha 'büyük adamlaşmaya başlamadan önceleri, yani oğlunun kişiliğini kendince biçimlendirmeyi umduğu günlerde, sık sık; "Düştüğün yerden bir avuç toprakla kalkacaksın" derdi. Bir kavgada yenilişi, bir kavganın kaybını ikinciye başlangıç yapmak ve yenilişlerden, kayıplardan birşeyler kurtarabilmek! Önemli olan bu hırs, bu irade, bu enerji idi.
Hayat bu idi.
Havatı bir piyango gibi gördüğünü ve ona ancak bir tek biletle katılabileceğine inandığını düşündü. Sanki çekiliş bitmiş, biletine amorti bile çıkmamıştı. Bilet çöplüğe! Bahtsızlıklar, kayıplar, yenilişler! Bunlar bütün insanan kaderi idi. Yıkıcı olan bunlar değil,her kaybın yeni bir başlangıç imkânı getirdiğini görmemek, görememekti.
Başarısızlıkları söküp atamamanın zavallılığını duydu. İnsan ömrü küçücük bir kayıktı. Okyanus onunla aşılacaktı. Yolcusu ona dertlerini, kederlerini, acılarını, başarısızlıklarını doldurmaya kalkışacak olursa, minik sandal, yol daha yarı demeden sulara gömülürdü.