Kıymetli okurlar, Dünyanın Üç Yüzü adlı kitabımızdan kısaca söz edeceğim.
Kitap dört kısımdan oluşuyor. Hayalhane, Cadde, Yüz yüze, Perde. Hayalhane bölümünü klasik deneme gibi düşünebiliriz, yazarın hayalhanesinden dökülenler. Cadde kısmı daha çok yazarın kendiyle iç konuşmaları gibiydi, özellikle caddede, sokak aralarında yürürken. Yüz yüze'de danışanlarıyla sembolik kurgulanmış diyaloglar yer alıyor. Ve buralardan yazarın zihnine açılan kapılar... Son kısımda ise perdeye yansıyanlar... Mesajı olan çeşitli filmler üzerine samimi incelemeler, yorumlar diyebilirim. Ben merakımı uyandıran bu filmlerin hepsini not aldım, izlemek için sabırsızlanıyorum.
Genel itibariyle tefekkür ettiren, dünyanın çeşitli yüzleri üzerine düşündüren (aldatıcı yüzü, ahirete bakan yüzü...), iyilik kötülük dualitesini hatırlatan, insan olmaya, hayata, ölüme yeniden bir dönüp baktıran bir kitaptı benim için. Bir kusuru vardı, elime alıp kısa sürede bitirememek. Çünkü okuduklarım bende kalıcı bir yer etsin istedim, okurken es vermek istedim. Bazı kitaplar bana böyle hissettiriyor. Kapağı kapattıktan sonra kaybetmekten korkuyorum bazı düşünceleri.
Sözün kısası okuyun. Çok fazla beklentiye girmeden okuyun. Hayat gibi bir kitap çünkü.
Not: Kıymetli yazar, kıymetli kalemini tanıdığım için mutluyum.
Doğumumuzdan ölümümüze, olan biten her şey, kalbimizde misafir tüm duygular, O'nun isimlerinin tecellisine bir ayna olmak içinse eğer, varsın dünya zor olsun, varsın eğilip bükülelim. Zaten, dünya tadımlık bir yer değil mi?