315 syf.
10/10 puan verdi
Edebi otoriteler, dünyanın gelmiş geçmiş en zor ve en ciddi kitaplarından biri olarak Nobel Ödülü sahibi William Faulkner"in "Absalom Absalom" adlı bu eserini göstermekteler. Bu tezin en büyük ispatı ise eserin orijinal dilindeki baskısının içeriğinde 1288 (yazı ile bin iki yüz seksen sekiz) kelimeden oluşan bir cümle barındırması.
Abşalom, Abşalom!
Abşalom, Abşalom!William Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 2016223 okunma
450 syf.
·
Not rated
·
Read in 15 days
Aziz dost! Sen, tek bir kişi değilsin; sen, bir âlemsin! Sen derin ve çok büyük bir denizsin. Ey insan-ı kâmil! O senin muazzam varlığın, belki dokuz yüz kattır; dibi, kıyısı olmayan bir denizdir. Yüzlerce âlem, o denizde gark olup gitmiştir! Mevlana'nın Mesnevi'sinde geçen bu ifadeler, Psikiyatrist Dr. Mustafa
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Dokuz Yüz Katlı İnsanMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2007925 okunma
Reklam
İntihar sadece fiziksel anlamda hayatı sonlandırma değildir. Sembolik olarak intihar anlamına gelen pek çok davranış ve hayat tarzı, toplumda giderek yaygınlık kazanmaktadır. İnsanlar sonunda ölüm olduğunu bile bile işkolizm, tehlikeli sporlar, yemek rejimleri, estetik çılgınlığı, riskli çok eşlilik(AIDS) ve öldürücü bağımlılıklarla, sessiz sedasız kendi sonlarını hazırlarlar. Burada yine ilikleri işlemiş bir ümitsizlik hakimdir, çünkü artık hiçbir şeyin anlamı yoktur. Freud ve Durkheim, hayatta başımıza gelen olayların intihara neden olmayacağı konusunda hemfikirler. Bu durumda intihar gizemli bir enerji dengesizliği gibi görülüyor.
Sayfa 396 - KaknüsKitabı okudu
450 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 22 days
Spoiler değil, eleştiridir! Amaç yoksa niye ilmi bir kitap yazıyoruz ki?! Bence şiir kitabı yazarsak çok daha iyi! Moda mı olmuş yoksa tasavvuftan yazmak veya herhangi konuların tasavvufta karşılığını bulmak çok rağbet mi kazandırıyor acaba?! Belki de tasavvuf bilmek batılı ilim adamlarına yukardan bakma olanağı sağlıyordur, bilmiyorum?! Ya
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Dokuz Yüz Katlı İnsanMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2007925 okunma
Bütün bu eğitim sürecinin sonunda edindiğim bilgi, halihazırdaki bilincimizle oluşan dünyanın aslında, var olan birçok bilinç dünyasından sadece bir tanesi olduğu, öte yandan diğer dünyaların da bizim açımızdan anlamlı deneyimler içerdiğidir. ( William James)
…insanlığın temel hastalığının, bulunduğu yer/ontolojik konum ile tatmin olmayıp ötesini arama olduğunu söyleyebilir miyiz? (…) Temel patolojimiz yanlış yerde, yanlış şeyi “istemek” ve buna bağlı olarak acı hissetmek midir? Bedensel haz , duygusal haz, zihinsel-rasyonel haz arayışlarının temelinde bu garip ve yanlış istek mi yatıyor? Yoksa bizde Nasrettin Hoca hikayesinde olduğu gibi, ahırda kaybolan tesbihi, ışık daha fazla diye pazar yerinde mi arıyoruz?
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.