YouTube kitap kanalımda Beyza Alkoç'u ve Karantina kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/2Ia6xxuNANg
Nasıl ki "boş yapma, yıkık, duyar kasma, kral, düştüm, yorma reis" gibi kelimeler Z kuşağı turnusolü ise Beyza Alkoç'un Karantina serisi de bir o kadar Z kuşağı turnusolüdür arkadaşlar.
Bu incelemeye özel
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 173 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Carlos gibi kitap düşkünleri görmedim hiç,
böyle insanlar tanımadım. Kitap okuyanların farklı kuralları, takıntıları ya da ilkeleri de olabiliyor. Hiç kitabını paylaşmayanlar var, kimseye kitap ödünç vermeyenler. Ya da ikinci el okumayanlar da var benim bildiğim. Kitap biriktirmeden edemeyenler de var, bunu ben de yaşadım, ama bir buçuk sene
Ayrıca, siz o şiirin tamamını bilir misiniz? Bakın, biraz izin verin de tamamını okuyayım, çok güzeldir. - Okumayacaksınız elbette, burada bana da mı komünizm propagandası yapmak istiyorsunuz? - Asla, tamamını duysanız, demek istediğim, şiirin tamamen ülkemizden ve bizim halkımızdan yana olduğunu göreceksiniz. Doğrudan bizi savunan bir şiir, emperyalizmin karşısında, yani, burada ülke çıkarına karşı hiçbir şey yok. Savcı bunalmış gibiydi, kravatını gevşetti, yüzünü astı. - Şiirden bir tek siz mi anlıyorsunuz Mustafa Bey, dedi.
Sakallı yaban domuzu, yani Sus Barbatus. Ne kadar da başarılı bir benzetme. Sakallı domuz insanlar misali. Domuzu kötülediğimden demiyorum ama deyim yerindeyse, domuzluk yapmak da insanlara atfedilmiş bir şeydir.
Sus Barbatus tek kelime ile harika bir roman. İnanıyorum ki zamanla yirmi birinci yüzyıl klasiklerinden biri de olacaktır. Çünkü