Adeta sayıklar gibi, sanki karşısında ben yokmuşum gibi, bütün bu anlattıkları yüzünden kırılacak bir kalbim yokmuş gibi, ertelediği tüm acıları, tüm yıkılışları üzerime yağdırıyordu.
Bir saniye, bir saniye. Gönül sus biraz. Bu ses tonu, bu deçtiğim kelimeler, bir an ben değil de annem konuşuyor sandım. Öyle korktum ki kendimden, sanki annem içime kaçmış gibiydi. Kusura bakma bir an sesimin tonunu ayarlayamadım. Geçti, geçti. Kendi sesime kavuşurum birazdan.
Bir insan sevildiğini nasıl anlar biliyor musun? Çocukluğu merak edildiğinde. Sevgili çocukluğundan sevilir önce. Sen hiç benim çocukluğumu öğrenmek istemedin. Ben zorla anlattım. Ama duvara mı, sana mı anlattım bilemiyorum.