“kaçınılmaz şekilde yeneceğiz denise, yenmeye mahkumuz biz. yeneceğiz ve mutluluk gelecek. insanlar mutluluğa susadı görmüyor musun? en basit şeylerin susuzluğuyla kıvranıyorlar. yaşamaya, solumaya susamışlar. ayak seslerinden korku duymamaya. çocuklarını kucaklamaya, birbirlerini sevmeye. tıpki ikimiz gibi, sen ve ben gibi denise.
mutluluk gelecek, göreceksin, gelmemezlik edemez, gelecek...”