Kişi, gücünün tutsağıdır. Ham bilgiye dayalı bir hafıza kişiyi ayaklı ansiklopedi yapar; tartışma yeteneği kavgacı; para kazanma be­cerisiyse cimri yapar, yani bir nevi dilenci. Kültür, baskın yetene­ğe karşı diğer güçleri yardıma çağırarak bu şişkinlikleri azaltır, güçler sıralamasına başvurur. Başarıya gözcülük eder. Yoksa Doğanın acıması yoktur, yapılacak olan şey uğruna icracıyı kurban eder; o kişiden bir ödem veya gaz şişkinliği çıkarır. .
Sayfa 114 - Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
insanın bedeni, içinde yaşam likörünün saklan­dığı bir şişedir..
insan da böyle sermayedar olmalıdır. Gelirini harcamalı mı, yatırmalı mı? Onun tüm bedeni ve organları aynı kanuna tabidir. insanın bedeni, içinde yaşam likörünün saklan­dığı bir şişedir. Keyfine göre harcasın mı? Olur, yıkıma giden yol kısa ve basittir. Peki, güç uğruna, harcamayıp da yığsın mı? Her şeyin daha yüksek düzeylere tırmandığı Doğa kanununa göre, kutlu başkalaşımlar vardır, bedensel canlılık zihinsel ve eylemsel canlılığa dönüşür. Yenen ekmek ilkin kuvvettir ve hayvansal dirimdir; daha üst düzeyli denemelerde, düşünce ve düş­ gücü, daha yukarıda ise yüreklilik ve dayanıklılıktır. Asıl bileşik faiz, ikiye, dörde, ona, yüze katlanmış sermaye budur: Gücünün zirvesine tırmanmış insan.
Sayfa 112 - Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
zenginleşmenin çıraklığı yapılmamıştır daa.. :)
Yaygın olarak gözlenen, lotodan kazanılan ikramiye gibi bir­denbire gelen bir servetin veya yoksul bir aileye kalan yüklü bir mirasın kimseyi kalıcı olarak zenginleştirmediğidir. Çünkü zenginleşmenin çıraklığını yerine getirmemiş olanlar, çabuk gelen servetle beraber hak iddialarının da üst üste geldiğini görürler: Bunları nasıl geri çevireceklerini bilmezler ve buldukları hazine heba oluverir.
Sayfa 106 - Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
İstek sürekli büyüyen bir dev, Sahip Olmak ise onu örtmeye asla yetmeyecek olan cekettir. .
Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
borçlar, dinmez oburluğu..
Dehanız için ve bir sisteme göre harcayın. Doğa, ani hamle­ler ve ataklarla değil, kurallarla işler. Sistemlerde ekonomi olma­lıdır. Ne acınacak haldeki aileyi harap olmaktan birikim ve tu­tumluluk kurtarır, ne de gelirlerin artması serbestçe harcamaları güvenceye alır. Başarının sırrı paranın miktarında değil, gelirin giderle olan ilişkisindedir; sanki, giderler bir noktada sabitlen­dikten sonra, çok da az olmayan yeni ve düzenli gelir kaynakları eklenir, zenginlik o zaman başlar. Ancak genelde koşullar iyileş­tikçe harcamalar daha çabuk artar, öyle ki .., gelirlerin büyük olması durumu kurtarmaz: Yer de yer borçlar, dinmez oburluğu.
Sayfa 106 - Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
Kolaysa çıkın evinizden :))
Oysa topraksız olmak kötüyse, toprak sahibi olmak da kötüdür. Toprak ediniyorsanız, toprak da sizi ediniyor. Kolaysa ayrılın evinizden. Kapıdan çıkmaya kalkın, her bir ağaç ve aşılanmış fidan, kavun bostanları, sıra sıra mısırlar, bitkiden çitler, yaptığınız ve yapmaya niyetlendiğiniz her şey karşınıza dikiliverir. .
Sayfa 105 - Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.