Gitmekle kalmak arasında kıpırdamayan gün, katı bir saydamlık kalıbı. Hepsi görünüyor ve hiçbiri anlaşılamıyor, ufuk dokunulamayacak bir yakınlık. Masada kağıtlar, bir kitap, bir vazo: nesneler dinlenmekte adlarının gölgesinde.
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Demokrasi, her ne kadar sıkça telaffuz edilse de en modern yönetimlerde bile tam anlamıyla tesis edilememiş olan bir akit, Rousseau'nun deyimiyle toplum sözleşmesi. Toplumların bilinçlilik ve farkındalık düzeyi, çoğulculuk ve çoğunlukçuluk kavramlarının farkının anlaşılması, hukukun üstünlüğünün üstünlerin hukukuna tercih edilmesinde ve ideolojik değil ilkesel hareket edilmesinde yaşanan aksaklıklar bunun en önemli nedenleri olsa gerek. Demokrasi, kimine göre seçmenin önüne getirilen sandıktan ibaret, kimine göre ise çok daha fazlası. - Demokrasi nedir, ne değildir? - Cumhuriyet, demokrasi, hak ve özgürlükler ile refahın ilişkisi nedir? - Temsil yetkisini taşıyanların yetkisinin sınırı nerede başlayıp nerede bitmeli? - Yönetim veya yasama yetkisinin gücü neden sınırlı olmalı? - Demokrasinin erdemleri, faydaları, avantajları? - Demokrasi her derde deva mı, hasar ve risk minimizasyonu için bir ufuk mu? Bu ve bunun gibi soruların Platon, André Bellon, John Berger, José Saramago, Bertrand Russel, Özdemir İnce, Voltaire, Sartre, Wayne Price, F.A. von Hayek, Robert A. Dahl ve Tage Lindbom gibi yetkin ağızlardan cevaplandığı konuşma ve yazılar Halil Gökhan tarafından derlenmiş. (Yer, tarih, kaynak belirtilseydi daha güzel olurdu). Konuya ilgi duyanlar için güzel bir başlangıç kitabı olabilir...
Demokrasi Öldü mü?
Demokrasi Öldü mü?Kolektif · Kafe Kültür Yayıncılık · 201387 okunma
Reklam
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
68 kuşağı bedenen ve zihnen yargılandı son otuz yılda. Bizde ve öteki ülkelerde yoğun eleştiriler aldı. Türkiye’de tarihin kırılma noktalarına fatura çıkarmak işin kolayını oluşturuyor. Kimi Jön Türklere yükleniyor, kimi Kemalistlere devrim yaptıkları için. 68 ise her iki geleneğin bir devamını oluşturuyor, sessiz ve derinden. Türkiye’nin 12 Martı ve 12 Eylülü ne ölçüde 60’lardan sorulur, bunu kestirmek zor. 68 romantizminin kötü bir şey olduğunu savunmak günlük yaşamla yetinen insanların sığ beyinciğinde kurgulanıveriyor. Oysa insanların düşleri hazırlıyor yarınlarını. Ama 68’in bilinçlendirdiği kuşak yönetiyor bugün Türkiye’yi iyi kötü. Yine 68 kuşağı üretiyor özgün bilgiyi, o da iyi kötü.
Biz 1968 kuşağının yaşayan kahramanlarıyla konuştuk. Ama o yıllarda ve sonraki dönemde yüzlerce genç işkenceden geçirildi, adını bildiğimiz ve bilmediğimiz yüzlercesi öldürüldü. Ama biz bugün, aradan 50 yıl geçtikten sonra öldürenleri değil, ölenleri saygıyla anıyoruz. Öldürenler bize utanç duyduğumuz bir miras bıraktılar. Ölenler, bizi biz yaptılar. Öyleyse son bir soru sormak gerekir tarihe: “Ölen kim gerçekte? Yaşayan kim?”
12 Mart 1971, muhtırasından bir yıl sonra, 31 Mayıs 1971’de THKO’nun kurucularından Sinan Cemgil, Alparslan Özdoğan ve Kadir Manga, Malatya’daki Nurhak dağlarında asker tarafından öldürüldü. Onlar dağdayken Deniz Gezmiş ve arkadaşları yakalanmıştı. Nurhak grubu, Malatya Kürecik Amerikan askeri üssüne gidip, Deniz’lerin serbest bırakılması için Amerikan askerlerini esir almayı planlamışlardı. Ama bir çoban tarafından ihbar edildiler. Ve askerlerin etraflarını sarıp, dağda onları kurşuna dizdi.
Reklam
541 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.