Şiir
Zaman Kırıntıları Biz, zaman kırıntıları, Zaman sinekleri, Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar Ve lüzumsuz görenler artık Bu aydınlıkta kendi gölgelerini!
Samguk Yusa'dan Alıntılar
Wei-shu'da şöyle yazar: "İki bin yıl önce (Geleneksel tarih: M.Ö. 2333) Tangun, diğer adıyla Wanggom, Kae-song'un doğusundaki Paekju eyaletinde, şimdi Paegak-kung (modern P'yongyang) olarak adlandırılan yerde Muyop-san olarak da tanımlanan Asadal'ı kraliyet ikametgahı olarak seçti ve Kao (efsanevi Çin İmparatoru Yao) ile
Reklam
Ay Karanlık
Gece çökmüş sineme Köhne pencerelerden gelen rüzgar sesleri kokunu getirmiş geceme Gökyüzündeki yıldızlar birer birer sönmüş sen gidince Güneşi ardılayan ay ise kararmış hasretinle Gündüzleri cıvıl cıvıl öten kuşlar göç etmiş senin ile birlikte Gecemi aydınlatan gözlerin gitmiş karanlıkta kalmışım öylece Kalbimi ısıtan gülüşün gitmiş soğukta kalakalmışım öylece Kokusuna doyamadığım saçların gitmiş varamamışım hiçbir yere Nerdesin ey sevgili neden giderken benliğimi de götürdün kendinle Bak artık ne gündüz kovalıyor geceyi Ne yıldızlar parlıyor yerlerinde Ne de ay ışığını saçıyor geceye Gecedeyim, çıkamıyorum bu karanlıktan ey sevgili Gelsen yeniden ay ışığını gözlerinden Esen rüzgar sesini senin sesinden Güneş ısısını senin gülüşünden alsa da yeniden tutunsam yaşama..
40 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 hours
“Sorarım size düşkıran kardeşlerim ve hocam, kendimizi değişimlere kapatıp hiç sorgulamazsak bağnazlaşmış olmaz mıyız?” Hayalperest miyiz yoksa gerçekçi miyiz? Hepimiz geleceğe dair hayaller, düşler kurarız. Gerçekleşmese bile bizim için birer tesellidir. Umuttur o hayaller. Bir gün gerçekleşeceği inancıyla belki daha da sıkıca sarılırız hayata
Düşkıran
DüşkıranBahar Sevinç Kızılırmak · Librum Çocuk · 202312 okunma
Seni seviyorum..
seni deniz gibi seviyorum sonsuzca uzanan, okşayan bir rüzgar gibi dünyanın derisi, yanan bir güneş gibi hararetli ateşle, yol gösteren bir ay gibi Geceleri gezginler.
İnsan Yüreği
Bir akşam üstü ufukta gök kıpkızıl tutuşmuş, dünyayı yangın yerine çevirmişti. Usul usul esen rüzgarın serinliğine teslim etmişti yüreğini. Ona öyle geliyordu ki bu an zamanın son anıydı. Vakit tamam olmuş, herşey nihayete ermişti. Bir yağlıboya tabloya sonsuza kadar hapsolmuş anlardan bir an. Oysa güneş Dünya'nın ardına meyletmeye devam ediyor, gökyüzünde yanan ateş rengini kömür karasına bırakıyordu. Biraz sonra közün içinde ki kıvılcımlar gibi yanıp sönmeye başlayacaktı yıldızlar. Ve sonra Dünya anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğacak, yeryüzü aydınlanacak zaman deveran edecekti. Tanrım diye düşündü, orada mısın? İzliyor musun bizleri? Halimize gülüyor musun yoksa ağlıyor musun? Kâinatı nizam ile inşa eden sen, insanın yüreğine nizam veremiyor musun? İnsanın yüreği kainattan amansız mı? Çekip çeviremiyor musun yüreklerimizi kendine. Tanrım, orada mısın, duyuyor musun sesimi? Esen rüzgar şiddetlendi ve soğudu, yüreği buz tuttu. Gökten bir yıldız kaydı, Bir dilek tuttu. Meczup 06.06.24
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.