O halde bu kondisyonları elimine ederek insan yaşamının sınırsız bir şekilde mükemmelleştirebileceğine mi inanmaktaydı ?
İnsan bütünselliğinin temel bölümleri olarak insanların vazettiği kanunlardan farklı,doğanın koyduğu genel koşullar mevcuttu:
beslenmenin idamesi için kıyıma olan gereksinme:insan varoluşunun uç noktalarındaki,doğumun ve ölümün dayanılmaz acıları:primatların ve özellikle)insan dişilerinin ergenlik çağından menapoza dek süren tek düze adet görme hali:deniz,madenocakları ve fabrikalarda kaçınılmaz kazalar:kimi pek ıstıraplı hastalıklar ve bunların neticesinde yapılan cerahi ameliyatlar,fıtri akıl hastalıkları ve doğuştan alma suçluluklar,insanları kırıp geçiren salgınlar:korkuyu insan zihninin temel yaklaşımı haline getiren yok edici felaketler:merkezleri kesif kalabalık bölgelere rastlayan deprem felaketleri:bebeklikten olgunluğa ve zevale dek büyüme gerçeği
Hatırlayamadığım bir kaynakta eşinin James Joyce'a "Neden insanların okuyacağı şeyler yazmıyorsun" diye çıkıştığını okumuştum. Kitabın bazı yerlerinde -karakter karmaşasıyla aşırı sıkı fıkı olduğumda- yengemize hak vermeden edemedim. Ulysses ne kadar ağır bir kitap da olsa Armağan Ekici'nin, çeviride oluşturduğu dil, onu gayet okunaklı kılmış. Önceki çeviriyi okumadığım için karşılaştıramam belki ama artık ne zaman bir kitabın çevirmen kısmında Armağan Ekici'nin adını görsem tereddüt etmeden okuyabileceğime eminim.
Benim sağ göğsümdeki leke ben doğduğum zamanki yerinde duruyor; oysa tüm bedenim art arda yeni özdeklerle sil baştan, varlıksız oğlun imgesi huzursuz babanın hayaletinden bakacak şekilde dokunur durur. İmgelemin en yoğun anlarında zihin, demiştir Shelley, sönmekteki bir kömür gibidir, yani eskiden benim olduğum, şimdi benim olmakta ve belki de daha da olacağım gibi. O halde geçmişin kız kardeşi olan gelecekte, ben kendimi şimdi burada otururken, ama o zaman olmuş olacağım durumda düşünerek, görebileceğim.