Bu görünüşü yaşadıkça unutamayacağını birdenbire anladı. Bu mana her zaman içinde bulunacaktı. Ciğerlerindeki hava gibi. Nefes aldığını fark etmeyecek, fakat daima nefes alacaktı ya, onun gibi. Arada sırada, bazan çok nefis bir bahar sabahında, bazan çürümüş leşlerin arasında nefes almakta olduğunu anlayacaktı ya, tıpkı onun gibi unutmadığını, bu mananın içinde yaşadığını anlayacaktı.