“Sara, tatlım… Becky sadece bir hizmetçi. Hizmetçiler de…şey, küçük kız olamazlar.” Aslında tam olarak böyle düşünmüyordu Bayan Minchin. Hizmetçiler kömür taşıyıp şömineleri yakan makinelerdi.”
“Eğer insanlar oyuncak bebeklerin birtakım şeyler yapabildiğini bilselerdi onları çalıştırırlardı. Bu yüzden bebekler bunu bir sır olarak saklayacaklarına dair birbirlerine söz vermiş olabilirler.”
Günaydın. Her şeyi planlamak mümkün değilken bunca uğraş vermemiz ne tuhaf. Yarın şöyle olacak. Öbür gün böyle. Mümkün olsa bile ne korkutucu olurdu belirlenmiş, planlanmış bir gelecek. Frank Herbert, "Gelecek belirsiz kalsın çünkü o arzularımızla boyayacağımız tuvaldir," der. Yaşamak böyledir sevgili okur: Hayatın her an karşımıza
Geçmişim bıçak gibi boğazıma saplanmaya başlamıştı. Boğazımda oluşan düğüm canımı yakıyordu. Hep mi böyle olacaktı? Geçmişin acısı bu hassas kalbime hep mi bu acıyı hissettirecekti? Geçer miydi bu acı bir gün. Kendiliğinden geçeceğini düşünmeyi çoktan bırakmıştım. Belki bir gün yaralarımı üfleyip üstlerine yama yapabilecek bir prens çıkacaktı karşıma. Acılarını dindirecek onlar yerine güzel anılara getirecek olan Prensini bekliyordu küçük kız. Uyanmak için öpülmeyi bekleyen pamuk prenses gibi çaresizce bekliyordu..