28 Ocak 1968'de Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi yöneticileri hakkında bir tutuklama kampanyası başlatıldı. Başta partinin genel sekreteri Sait Elçi olmak üzere bazı parti yöneticileri yakalandı ve tutuklandı. Tutuklananlar hakkında "duruşmanın seyrini etkileyeceği" gerekçesiyle Diyarbakır’da dava açılmaktan vazgeçildi ve dava dosyası Antalya Ağır Ceza Mahkemesi'ne, sanıklar ise Isparta Cezaevine gönderildi. Yapılan yargılama sonunda, parti yönetici ve üyeleri çeşitli cezalara çarptırıldılar. Sait Elçi, 1969 yılı Şubat ayında cezaevinden çıkar çıkmaz, parti kadrolarını korumak için bir dizi çalışma başlattı. İlk olarak, aralarında Sait Kırmızıtoprak'ın da bulunduğu bir grup parti mensubu, Irak'taki Kürt bölgesine gönderildi. Bu dönemde, parti içinde bir takım ayrılık eğilimleri de baş göstermeye başlamıştı. Sait Kırmızıtoprak, partinin öteden beri milliyetçi bir tavır izlediğini ve daha sol bir çizgi izlemesi gerektiğini savunuyordu. Sait Kırmızıtoprak (Doktor Şıwan) Irak'a gittikten sonra, partiye daha sert eleştiriler getirmeye ve yönetim anlayışının değişmesi gerektiğini yüksek sesle söylemeye başladı. Bu görüş ayrılıklarının giderilememesi üzerine, Sait Kırmızıtoprak, "Türkiye'de Kürdistan Demokrat Partisi"ni kurdu. İki parti arasında, '"de" farkından oluşan bu ayrılık ileride, karanlıkta kalan ölüm olaylarıyla sonuçlanacaktı.
ant yayınlarıKitabı okudu
Türklerde dünyanın yaratılışı Bahar ve ateş arasında bir bağ kurulur bir şey Aman duasında Görüldüğü üzere bu üçlü birbirinden ayrı düşünülemez.
Geri139
392 öğeden 391 ile 392 arasındakiler gösteriliyor.