Hayat da böyle değil midir? Uzaktan bize çok şeyler vadeder gibi görünür. Ama yanımıza yaklaştığı zaman bizi dilenci sayarak önümüze birkaç kırıntı atmakla iktifa eder. Bizi, doğduğumuz gün nasıl bir halde isek gene öylece bırakarak uzaklaşır, gider.
Sayfa 110Kitabı okudu
Şunu iyice bilmeli ki, halk sadaka istemiyor artık. Göz kamaştırıcı bir sofradan yere birkaç kırıntı düşürüp onu eğlendirmek değildir artık söz konusu olan. Halkın sadakaya ihtiyacı yok. Kendi rahatını, erincini kendisi sağlamak istiyor.
Sayfa 22 - Logos YayıncılıkKitabı okudu
"Önemsiz, gereksiz göründüğü için bu talihsiz, zoraki öykücülerin üzerinde durmadığı, dahası akıl edemediği ayrıntılardan yararlanmak zorundayız. Öyle ya, beyinleri devce tasarılarla doluyken böyle kırıntı ayrıntılarla niçin zorlansınlar!"
Sayfa 669Kitabı okudu
Çok eğleneceğiz gibi yerinizi alın :')
Dünyada sadece erkekler olsaydı hepsi şu anda elbise, kırıntı deposu ve kül tablası olarak kullandıkları halı üzerlerinde yaşarlardı. Durmadan birbirlerine "münasip" fıkra ve maceralar anlatırlar ve erkek yemekleri pişirirlerdi.
Papirüs Yayınevi
'varsılın masasından düşen birkaç kırıntı için neden minnettar olsunlar ki? O masada onların da yeri olmalı ve artık bunun farkına varıyorlar.'
Sayfa 10Kitabı okudu
Tekrar tekrar okuyorum kartlarını, hâlâ bir sevgi kanıtı, küçük bir kırıntı beklediğim için mi, hâlâ beni sevdiğini, o zaman söylediğin gibi yalnızca beni sevdiğini bilmek için mi? Çünkü senin varolduğunu bildiğim günler, telefonun çaldığı sabahlar, yanımda taşıdığım bir mektup, yakama taktığım bir iğne, göğsüme kazınmış bir işaret gibi benle birlikte, istesem de istemesem de..
Sayfa 73Kitabı okudu
