Hikayeler kısa ve öğretici. Okuma pratiği yapmak için yazılmış bir kitap. Ama dinozor isimleri fazlaca uzun ve okuması zor (ve latince!). Mesela onlar - ile ayrılarak hece hece verilebilirdi, ki çocuklar zor kelimeleri okumaktan zevk alsın. Öylece bırakmakla tam tersini yapmış, okuma şevkini kırıcı gibi duruyor. Kızıma okuttuğumda gözlemleyecegim...
Kitapla kalın...
Türkiye'de büyümedim, dolayısıyla okulda veya evde okumadım Cin Ali'yi çocukken. Ama kulaktan dolma da olsa tanıdığım ve aşina olduğum bir isimdi. Geçen sene eşimin ameliyatı için gittiğimiz Türkiye'de, otelde o sıra 6 yaşında olan kızımı oyalamak için yanımda götürdüğüm veya Türkiye'de satın aldığım 'vakit geçirme araçları'ndan birisiydi.
Prenses masallarına ve bilhasa Elsa'ya meraklı olan kızıma pek hitap etmese de, birçok şey öğrendik birlikte, mesela topaçların değnekle dövüldüğünü vs. Hatta youtubede videosunu bile izledik. Hikayeler bugün artık pek güncel olmasa da, daha iyileri çıktı mı bilmediğim için, çocuğa okuma alıştırma yapması açısından değerlendirilebilir hâlâ sanırım. Çünkü dili çok kolay, cümleler olduğunca kısa vs..
Okuyun ve bilhassa okutun derim... :)
"Belki de sınırları aşmak, sadece mekânları ve kişileri değil, kimlikleri ve hatta geçmişi bile değiştirebilir."
Kitabı bitirip, arka kapağındakini bu yazıyı okuduğunuzda, 372 sayfalık bu sarsıcı maceranın sonunda iç içe geçmiş kurgu-yalan-gerçek-hayal-rüya keşmekeşi üzerinden yaşadığınız kafa karışıklığınız, algı karmaşasıyla dumur
İçerisinde 20 kısa ama etkisi uzun süren, düşündürücü, her bir ayrı hayat, toplumsal sorunlardan, insanların anlayışsızlığından, duyarsızlığından, akıllarının başlarına geç gelmesinden dem vuran hikayeler...
Ne kadar kolay değil mi, insanları dış görünüşlerine göre değerlendirmek... İki kadın iki öykü'de, Hayriye'nin neler çektiğini bilmeden deli denmesi... Hayatları hakkında hiçbir şey bilmediğimiz insanları çok kolay harcıyoruz. Acaba ne derdi vardı da, bu duruma geldi diye düşünmeden... Oktay, Okşan. Gerçekten kendi tercihi mi? Hormonal bozukluk mu?
"Hadi psikiyatra gittim, içimdeki zehri boşalttım... Geri getirebilecek miyim kızımın yitip giden bedenini? O halde anlamsız bir şey deli doktoruna görünmek..."
"Başı, sonu yok! Adım Oktay, ruhum erkek bedenimse kız işte!"
"Kızıma, eşime böyle bir muameleyi nasıl reva gördüm? Aptalım ben! Hem de koca bir aptal! Hayatlarının yükünü hafifletmem gerekirken, çelme taktım yaşamlarına. Keşke hayat tersine aksa!" diye hayıflanarak merdiveni topuklayıp caddeye çıktım.
"Beni görmek için etrafına bak! Havaya, kuşa, toprağa, ağaca... Ben doğayım; bitkiyim, teslim, karım, şebnemim, asumanım, deryayım..." dedi.
Olmamanız gereken bir yerde olmanın getirdiği yabancılık duygusu tüm benliğinizi sarmıştı.
Kahırlı, umutsuz ve pusulasız bir yolculuktu sizinkisi...
Her gecenin bir sabahı olduğuna göre elbette güneş yeniden doğacak, tabiat yeniden uyanacak, sanki hiçbir şey olmamış gibi gökyüzü gülümseyecekti muştunun haberiyke... Gülümsedi de..."
Kızıma aldığım ilk kitaplardan biri olan Tomurcuk ile Sevecen serisinin etkinlik kitabı olan kitap içerisinde etkinlikler, çıkartmalar, hikayeler barındırmakta. Ayrıca eşleştirme oyunları, boyamalar daha pek çok eğlenceli aktiviteyi içeren kitap çocuklar için hem eğitici hem de eğlendirici.
Savaşın getirdikleri
Kadın öyküleri ile bezenmiş otuzaltı denemeyi okudumbitti.
Kısa öykülerle başlayan hikayeler daha uzun ve incelemeli yazılar ile baslayan öykülerle son buluyor.
.
.
.
İlk öykümüz Savaşın Getirdikleri .
Savaş ile birlikte başlayan göç anlatılıyor.
.
.
.
Her öyküde başka konulara dalıyor kendinizden sevdiklerinizden bir şeyler
