Bugün kalbime tebessüm ettim. Çünkü kendisini hatırlattı, tekledi. Bir an ritmi bozuldu, yani aritmi yaşadım. Normal zamanda yöneltmeyi hiç aklıma getirmediğim bakışlarımı, bugün kalbime yönelttim. Gayri ihtiyari tebessüm ettim. Bu aritmi, bir gün bu ritim bozukluğunun artacağını ya da kalbimin aniden du-rabileceğini bana hatırlattı. Kimi zaman sevinç ve mutluluktan hızlanan kalbim, kimi zaman da sıkıntıdan hızlanmıştı şimdiye kadar. Halen, hayatın olağan temposu ve alışkanlıklarımın belirlediği bir tarz içinde seyrediyor. Bakışlar, duruşlar, anlayış ve ifade edişler, alışkanlıklarımın çizgisinde belirginleşiyor. Askıya aldığım hayatın kimi unsurları, asmamam gerektiği hal-de asmış olmamın şekil bozukluğu ile karşılıyor beni. Eşyanın bile ahengini ve parçalarıyla uyumunu bozan yanlış duruş ve tutuşlar; hayatın aslî unsuruyken detaya inmenin, detayda olmalıyken yukarı çıkmanın denge bozukluğuyla kalp ritmimi etkiliyor. Hem hayatın ağırlığı hem de kolaylığı ile ilk muhatap oluşun merkezi, kalp bence. Daha doğmadan önce başlayan ve saatin tik takları gibi çalışıp ömrün anlarını tek tek sayan, onları zamanın ipek kesesi içinde toplayan, kalptir. Benim, bana yaptıklarımla ilk karşılaşanlardan biridir o. Duygularla el ele yürür. Neyi görsem ve ne yapsam bende bıraktığı duygunun ilk uğrağıdır.
Kelime-i Tevhidde Bilmemiz Gerekenler
“Tevhid”; birleme demek olup “Vahdet” yani birlik, bir olma halini tasdik anlamındaki ifadedir. Müslüman olmak için “Lâ ilâhe İllallâh / Allah’tan Celle Celâlûh başka bir ilâh yoktur.” kelimesini ve “Muhammedü’r-Rasûlullâh”, tevhidi bana getiren tebliğ eden Hazret-i Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimiz Allah’ın son gönderdiği
Reklam
Duvarlar ele verir sırları; mâsun yaralarından yürür, soluğunda is, solunda yama. En ortasında unutulmuş, çivisi paslı, imgesi tuz-buz, çerçevesi vefâdan varaklı kaç hatıra. Zelzele sarayında tahtını tahta ata yüklemiş, Sıçrayıp uyanılan uykuların saatlerini, mevsimsiz kışların vereminde tüketmiş, Sırtını, yatağının yaylarındaki çalı dikene
OKUR'UYUZ YAZAR'IN: PEYAMİ SAFA
Kitap incelemelerinin yanında çok kitabını okuduğum yazar incelemeleri (araştırmalarım değil yorumlarım doğrultusunda) yapmak mantıklı geldi ve "Okur'uyuz Yazar'ın" adlı bir seri oluşturmak istedim. Bu seriyi de en sevdiğim yazar olan
Peyami Safa
Peyami Safa
'yla başlatıyorum. Psikolojik tahliller, dış görünüş betimlemeleri ve diyalektik
Ay aşkıyla, Rabbe hayran ve yolun farkında olmadan aylarca, yıllarca gittim. [Dediler ki] taş diken içinde yalın ayak gidilir mi? Dedi, hayranım ben, kendimde değilim, aklım başımda değil. Bu yerdeki ayaklara bakma sen, çünkü âşık kalbiyle yürür. Yol ve menzil uzak mı yakın mı, kalp nereden bilsin? Çünkü o sarhoşudur sevgilinin. Uzunluk ve kısalık bedene özgü özelliklerdir. Ruhların gidişi başka türlü gidiştir. Nutfeden akla dek yolculuk ettin. Ne adım vardı, ne konak, ne de göç ediş.
III. defter, beyit 1972-7Kitabı okuyor
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol. Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde kazanması zamanın; Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Sayfa 241 - 20 ŞiirKitabı okudu
Reklam
Kalp..
Hem hayatın ağırlığı hem de kolaylığı ile ilk muhatap oluşun merkezi, kalp bence. Daha doğmadan önce başlayan ve saatin tik takları gibi çalışıp ömrün anlarını tek tek sayan, onları zamanın ipek kesesi içinde toplayan, kalptir. Benim, bana yaptıklarımla ilk karşılaşanlardan biridir o. Duygularla el ele yürür. Neyi görsem ve ne yapsam bende bıraktığı duygunun ilk uğrağıdır.
Sevmek, kalp ile ruh arasındaki yegane bağdır. Bu bağ sayesinde yaşayan her insan görünmez ipliklerle birbirlerine bağlıdırlar. Ve sevgi, bu görünmeyen bağların en güçlü olduğu, iki insan arasında doğar ve gelişir. Bu sayede birini "kalpten sevdiğimizi" söylediğimizde aslında kalpten çıkan sevginin değil ruhtan gelen bağlılığın bir göstergesini sunmuş olduğumuzu söylemiş oluyoruz. Ve Aşkın en saf hâlidir sevgi, Aşk, sarmaşıktır zamanla öldürür, Sevgi ise bağlılıktır zaman geçtikçe yaşatır. Ahmet Arif'in de dediği gibi; "Seni sevmek, Felsefedir, kusursuz, îmândır, korkunç sabırlı. İp'in, kurşun'un rağmına, Yürür, pervasız ve güzel. Sıradağları devirir, Akan suları çevirir, Alır yetimin hakkım, Buyurur, kitabınca..."
Hachiko'nun hikayesi
" Yıl 1925 Profesör Eizaburo her sabah Tokyo Üniversitesine gitmek için evinden çıkar ve Shibuya istasyonuna kadar köpeği Hachiko ile birlikte yürür. Profesör üniversiteye gider, Hachiko da mahallede dolaşır. Her gün saat üçte Hachiko tekrar istasyonun önüne gelerek sahibini karşılar. Ancak bir gün profesör, üniversitede iken kalp krizi
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de, Heyhat, o ince bir ruh, bense etten bir kalp. |Necip Fazıl Kısakürek
174 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.