sen ve ben
Sen ve ben gölgeye uzanmış bir dünyanın güneşe tutulmuş tarafıyız.
Vazgeçilmiş, unutulmuş ve kaderi dua sözcüklerine bırakılmış.
Minareleri sela sesine alışmış, sevdiklerini toprağa hapsetmiş.
Sen ve ben iki Filistinli çocuk.
Sen ve ben bu kanayan yaranın en derin izleri ve şahitleri.
Mahzun,mahkûm ve gözleri kapanmış.
Kapısı kan ile işlenmiş,duvarında kurşun ve gözyaşı birikmiş.
Sen ve ben iki Filistinli çocuk.
Sen ve ben gözleri güneşe tutsak bir tanyeri
Yaşlanmış, taşlanmış ve kaskatı kesilmiş.
Acısını gözlerine hapsetmiş,umudunu kurşunlanmış ellere bırakmış.
Sen ve ben iki Filistinli çocuk.
Sen ve ben kadim şehirlere(kitaplara) sığınmış birer elçi duası.
Gözlenmiş, okunmuş ve sığınaklara hapsolmuş.
Sesi kısılmış bir dünyanın müjdeleyicisi, terazisi kırılmış bir hakimin son sözü.
Sen ve ben iki Filistinli çocuk.
-Süleyman Uçmaz
Cam kırığı damarı keserse, tık tık atan kan, fırlar dışarı, fırlar dünyaya. Boyar dünyayı. yıkar dünyayı. Jana yıkar dünyayı. İçten demedim ama dıştan da olsa dedim, kırılan camdan bana ne. İçin sözü dışa geçmezse, dışın sözü içe geçerdi. Bunu bilmiyormuş gibi.
Sayfa 191
Zatıaliniz beni tanımadığınız için belki bu sözlerin önemini hafif görürsünüz. Fakat arkadaşlarımın arasında meşhurdur, "Hayret'in sözü gayretin sözüdür!" derler. Yani verdiğim sözü ne yapıp yapıp yerine getireceğimi bilirler.
Sayfa 41Kitabı okudu
Mirabeau'nun, Jakobenler, bakan olduklarında Jakoben olduklarını unuturlar, şeklindeki o bilgece sözü (bugün hâlâ sosyalistler için geçerlidir) bir kez daha geçerli olur: Zira eskiden kan damlayan dudaklardan uzlaşı sözlerinin yağları dökülmektedir şimdilerde.
Sayfa 113 - Can Yayınları
Yama
yarım yamalak, yamalı aşkların gözdesi yüreğim
cız eder kor alevlerde kömür karası kaderim
her gece bir tütünün ucunda yanarım, dönerim
temiz kalmak adına tüm duygularımı yitirdim
bir tohum misali serpildim toprağa, serpildi içim
kan ağladım, kan kustum yine hakikatimden dönmedim
açık kapı, açık pencere, gönlüm açık
her aşka cereyanım salkım