Atatürk'ün İngiliz Albaya Rest Çekişi
"Emireri Ali (Metin) evde alıkonulmuştu. Ali odaya girdi: —Kolonel Rawlinson, sizi görmek istiyor Paşam. Haberine ulaştırdı. Paşa, bir saniye, çatık kaşlarının altında bir güneş gibi açan bol ışıklı gözlerini Ali'nin gözleri içinde dolaştırdıktan sonra: —Peki, buyursunlar... Dedi. Biraz sonra, Kolonel aramızdaydı. Paşa ile havadan,
Sayfa 81 - Mazhar Müfit Kansu
Sevgili ben, Yine bir doğum günü... Zaman nasıl da hızlı geçiyor, değil mi? Ama her geçen yıl, sanki umutlar ve hayaller de biraz daha soluyor. Geçen yıla baktığımda, pek de bir şey başaramadığımı görüyorum. Hedeflerime ulaşamadım, hatalarımı tekrarladım ve hayal kırıklıklarına uğradım. Belki de bu yüzden, bu yıl doğum günümü kutlamak için pek de bir hevesim yok. Yine de, kendime karşı dürüst olmam gerekirse, her şeyin de kötü olmadığını itiraf etmeliyim. Bazı güzel anılar biriktirdim, sevdiklerimle zaman geçirdim ve belki de bir iki ders aldım. Geleceğe dair ne getireceğini bilmiyorum. Belki de her şey daha kötüye gidecek, belki de bir mucize olacak ve hayatım bambaşka bir yöne girecek. Kim bilir? Şu an için tek bildiğim, kendimi yalnız ve biraz da kaybolmuş hissettiğim. Belki de bu yüzden, bu mektubu biraz karamsar bir şekilde yazıyorum. Ama umudumu da tamamen kaybetmedim. Biliyorum ki, içimde hala bir iyilik ve güzellik var. Belki de bir gün bu duyguları uyandıracak bir şeyler bulurum ve hayatımı daha anlamlı hale getiririm. Yeni yaşın bana ne getireceğini bilmiyorum. Ama umarım en azından biraz olsun huzur ve mutluluk getirir. Sevgilerimle, Kendinden...
Reklam
Unutulan Adam: Bedrettin CÖMERT
Unutulan Adam:
Bedrettin Cömert
Bedrettin Cömert
/
Mustafa Şerif Onaran
Mustafa Şerif Onaran
(Papirüs, Aralık 1988, Sayı: 22) * Edebiyattan anlamak ne demektir.? Bir edebiyat yapıtının tadına varmak, ondaki inceliklerin neler olduğunu bilmek, dil özelliklerinin ayırımını öğrenmek denirse, yeterince açıklanmış olur mu.? Belli bir birikim, belli bir beğeni anlayışına erişmeyen insan da kendisine
XVI. Louis ile Marie Antoinette'in kızı, o korkunç olayları silinmez bir derinlikte nakşedilmiş olarak, korkutulmuş, karartılmış, azap çektirilmiş ve işkence görmüş çocuk ruhunda taşımaktadır. Ve babasının katillerine, annesine işkence edenlere, çocukluğunun dehşet sahnelerine, bütün Jakobenlere ve devrimcilere karşı duyduğu nefret henüz dinmemiş, öcü hâlâ alınmamıştır. Böyle anılar unutulmaz.
Sayfa 258 - Can Yayınları
Benim, bir psikiyatrist olarak deneylerimin hemen hemen her aşamasında akıl hastalarında bulunan psikozun da içerdiği aynı ruhsal malzemeyle karşılaşmam kuşkusuz bir çelişki. Akıl hastasının zihnini ölesiye bulandıran bilinçdışı imgelerin kaynağı da bu ruhsal malzemedir. Ayrıca, akıl çağımızda yitip gitmiş mitleri yaratan düş gücünün kaynağı da bu. Böyle bir düş gücü hâlâ her yerde varlığını sürdürmesine karşın, hem tabulaştı, hem de artık ondan korkulur oldu. Bu nedenle, insanı bilinçdışının derinlerine götüren belirsiz yola güven duymaya ya tehlikeli bir deney ya da kuşkulu bir macera gözüyle bakılıyor ve yanlışların, ikili anlamların ve yanlış anlam yüklemelerin yolu olduğu düşünülüyor. Dünyanin öbür kutbuna yapılan bu keşif gezisi rağbet görmez çünkü belirsizlikler ve tehlikelerle doludur. Özellikle, fantezilerim üzerinde çalışırken, "bu dünyadan" desteğe gereksinimim vardı ve bu desteği, ailemde ve profesyonel hayatımda buldum diyebilirim. Gerçek dünyada, garip iç dünyama karşı durabilecek normal bir yaşantımın olması çok önemliydi. Ailem ve mesleğim, gerçekten var olan sıradan bir insan olduğuma inanabilmem için her zaman geri dönebileceğim bir üs oldular. Bilinçdışının içeriği aklımı kaçırmama neden olabilirdi ama ailem ve Zürih Üniversitesinden bir diplomam olduğunu, hastalarıma yardım etmem gerektiğini, bir karım ve beş çocuğum olduğunu ve Küsnacht, 228 See sokağında oturduğumu bilmemin bana çok yardımı oldu.
Duyduğuma, okuduğuma göre, başkasına karşı çok büyük bir sevgi duymak, aynı oranda bencilliğe delaletmiş.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.