Ağladım
Aklıma düştü gözlerin Boynumu büktüm ağladım Elveda dediğin yerin Yanına çöktüm ağladım Anılar gezdi kanımda Seni aradım yanımda Tesbih gibi her anımda Hasreti çektim ağladım Her seven boyun eğmiş Ayrılık ne yaman şeymiş Gözden yaş dökmek neymiş Gözümü döktüm ağladım İçim garip gönlüm darda Gözlerim karşı duvarda Ben her akşam aynalarda Yüzüne baktım ağladım SERDAR TUNCER
Duyduğuma, okuduğuma göre, başkasına karşı çok büyük bir sevgi duymak, aynı oranda bencilliğe delalet­miş.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Ağladım
Aklıma düştü gözlerin, Boynumu büktüm, ağladım. Elveda dediğin yerin Yanına çöktüm, ağladım.. Oturduk sanki göz göze, Hayalinle ben diz dize,
166 syf.
·
Not rated
Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği. Hayatta var oldukça sorunlar bitmeyecek, ve sorunlar var oldukça da çözümler arayacağız. Bazen sorunlara çözüm bulamayız ve intihara meyilli birer birey oluyoruz. Ama kimiside ne kadar meyilli olursa olsun intihar etmez. Ve "Neden intihar etmiyorsunuz?" diye sorar Dr. Frankl, kimisinin çocuklarına karşı duyduğu sevgi söz konusudur, kullanılabilir yetenekler, ve yahut korunmaya değer canlı anılar... Her şeyini kaybeden, Dr. Frankl toplama kampında insanlık dışı şeyleri kişisel olarak yaşıyor. Ailesini kaybediyor kız kardeşi hariç. Karısının hayali ile hayata tutunuyor, onunla kafasının içinde sohbet ediyor yani onu hayata tutan da karısının ama ölü ama diri, bir şekilde varlığı hayata bağlıyor Frankl'ı. Okumaya değer bir kitap.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202336.1k okunma
Batılılar İslamiyeti olduğu gibi, peygamberini de tanımayı reddetmiştir. Ortaçağ'da Haçlı seferlerine katılan Hıristiyanların dönüşte getirdiği anılar, masallar, İslamiyete karşı gittikçe büyüyen bir nefretin tohumlarını attı. Hz. Muhammed'e dair garip efsaneler türemeye başladı. Vaaz veren papazlar yarım yamalak bilgileri antipropaganda amacıyla kullanmakta sakınca görmedi. Bunu takip eden yüzyıllarda da durum değişmedi. Ortaya atılan peygamber tanımı, o dönem insanı göz önüne alındığında gerçekten tedirginlik vericiydi. "O şeytani canavar ve kahrolası ruh Muhammed" deniyor ve devam ediliyordu: "Sadece bizim gerçek dinimizi değil, bizim ve tüm Hıristiyanlık âleminin yegâne kurtarıcısı İsa'nın adını ve hatırasını da söküp atmak için zorbalık edip zulüm yapan, üzerine yemin ettiğimiz en ölümcül düşmanlarımız Türkler, kâfirler ve zalimler".
Sayfa 111Kitabı okudu
"Böyle bir giz, bireysel amaçlarındaki yalnızlığına karşı onu güçlendirir. Birçok birey bu yalnızlığa dayanamaz. Oyunlarını ciddiye alamayan, kendileriyle ve başkalarıyla saklambaç oynama gereksinimi duyan nevrotik insanlar vardır. Bu insanların bireysel amaçları, çevrelerinin desteklediği tüm düşüncelerden, inançlardan ve ideallerden oluşan ortak uyumu paylaşmak isteklerine yenik düşer."
Sayfa 397Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.