Keskin bıçak önce sahibini keser
“Aslında metalin yüzeyinin hemen altında bir bulutsu renkler anaforu yaşanıyordu sanki; çürük morları, deniz mavileri, toprak kahverengileri, bulut grileri, çok yapraklı ağaçların altındaki koyu yeşil, terk edilmiş bir mezarlığa akşam inerken bir mezarın ağzında biriken gölgeler…”
Reklam
Her gün bir kez bu kitabın başına geçtim. Her gün bir kez dışarı çıktım kırık bir bulutla yürüdüm, her gün bir insana bakıp, yüzümü yere eğdim. Her gün bir gazeteye boş gözlerle baktım. Her gün birileri konuştu, onları dinliyor gibi yaptım. Her gün bir kez "neredeyim" diye sordum kendime. Her gün bir kuzey kışı indi içime. Her gün
Günaydın +54
Kusursuz bir fakirlik yarattılar yalnız. Lahmacunun bile alınamadığı, çorabın bile pahalı kaldığı, peçetenin bile lüks sayıldığı tartışmasız bir fakirlik. Şiir gibi akıcı, su gibi berrak, bıçak gibi keskin bir fakirlik. Usta bir yönetmenin elinden çıkmış gibi eksiksiz.
“Kulenin çevresindeki pencereler küçüktü, hiddetle bakan gözler gibi derine gömülmüştü.”
“Aletiyometre olmadan Lyra… kaybolmuş, küçük bir kızdan başka bir şey değildi.”
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.