Bütün Hıristiyanlar, fakir ve ezilmiş olanların, dünyanın kötü davrandığı insanların kutsanmış olduğuna inanır; bir devenin iğne deliğinden geçmesinin, zengin bir adamın cennete girmesinden daha kolay olduğuna; yargılanmak istemiyorlarsa yargılamamaları gerektiğine; kendilerini sevdikleri gibi komşularını da sevmeleri gerektiğine; paltolarını alana ceketlerini de vermeleri gerektiğine; gelecek kaygısı taşımamaları gerektiğine; mükemmel olmak istiyorlarsa ellerindeki her şeyi satıp fakirlere vermeleri gerektiğine inanır. Bunlara inandıklarını söylerken içtenliksiz değildirler. Gerçekten de inanırlar, her zaman yüceltilmiş ve asla tartışılmamış şeylere inanan kişiler olarak. Ama davranışı düzenleyen canlı bir inanç anlamında bu öğretilere, onlara göre hareket etme noktasına kadar inanırlar. Düşmanlarına saldırmak için kullanabilecekleri bir şeydir bu öğretiler bütünü; insanların, iyi bir şey yaptıklarını düşündüklerinde gerekçe olarak göstereceği bir şeydir. Ama bu ilkelerin, yapmayı akıllarından bile geçirmeyecekleri sonsuz sayıda şey gerektirdiğini birileri onlara anımsatırsa, kendini diğerlerinden üstün gören çok sevimsiz insanlar sınıfına sokulmaktan başka bir şey elde edemez.
Bəzi cəmiyyətlərdə başqalarını idarə etmək istəyi fərdi azadlıqlar arzusundan o qədər qüvvətlidir ki, onlar birincinin uğruna digərini tamamən qurban verməyə hazırdırlar. Onlar ordudakı əsgərlər kimi, bütün həyatlarını generalın əllərinə təslim etməyə razıdırlar, yetər ki ordu qalib gəlsin və özü də müzəffər ordunun əsgəri olduğu üçün qürur duya