Gerçekten para yok. Var ama başka işlere harcanıyor; kitaplıklara yok. Koskoca bir Türkiye daha bütün illerine kitaplık açamıyor; onlara gereken kadroyu, parayı ayıramıyor. 'Ben başbakan olsam, kitaplıklara önem veririm. Bir toplumun en büyük yerleşimden küçük yerleşimine kadar her yerinde kitaplıklar varsa, halk kitap okuyorsa, o toplum her işine yetip artacak parayı bulabilir. Akıl uyanmayınca kafa çalışır mı? Kafa çalışmayınca para kazanılır mı? Aklı uyandıracak olan da kitap, kitaplık.
Kitap sevgisi diye bir sevgi vardır sanırım. Ana sevgisi, kardeş sevgisi, yâr sevgisi gibi bir sevgi. Bu sevgi insanın içinde doğuştan mıdır? Yoksa sonradan mı uyanır? Bunu bilmiyorum. Daha doğrusu, ben şöyle inanıyorum: Kitap sevgisi de bütün öbür sevgiler gibi doğuştan vardır; ama uyuyordur. Onun, zamanı gelince uyandırılması gerekir.
Ağalar da, hocalar da, medreselerden yetişenlerin çoğu, Mustafa Kemal'e de, onun kurduğu Cumhuriyet'e de alttan alttan düşman idiler. Ama bunu belli edemiyorlardı.
Eskiden cahillik fazlaydı; şimdi daha fazla. Gittikçe de artıyor. Bu nedenle bize yeni kitaplar gerekir. Eski yapı yetmez; yeni yapı gerekir. Kitaplık için yalnız tek odalı bir yer var. Kendi kendime gece gündüz düşünüyorum: Cahilliği yok edecek ilaç bilim değil mi? Evet, bilim. İşte o da kitapların içindedir. Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz. Karanlığı okuyup öğrenmekle, kafayı ışıklandırmakla yenebiliriz.