Hz. Ali den sözler
Hz Ali Bin Ebu Talip. İslam halifelerinin dördüncüsü. Hz. Muhammed'in bütün savaşlarına katıldı, bayraktarlığını yaptı. Uhud'da altı yerinden yaralandı. (624) Hendek ve Yemen savaşlarında İslam ordularına kumandanlık etti. (632) Ayrıca Hz. Muhammed'in mektupçuluğunu ve vahiy katipliğini (inen ayetleri yazan) yaptı. Hz Peygamberin ölümünden (632) sonra kendisi halife oluncaya (656) dek hiç bir savaşa katılmadı. Osman'ın öldürülmesinden sonra , aralarında halifeyi öldürenlerin de bulunduğu bir kurul tarafından seçildi. Şam valisi Muaviye , seçimin bir azınlık tarafından yapıldığı , Osman'ı öldürenlerle işbirliğinde bulunduğu gerekçesiyle kendisine biat etmedi. Uzun iç savaşlardan sonra , Hz Ali zehirli kılıçla ağır bir biçimde yaralandı ve üç gün sonra da öldü.. ---------------- ** Öldükten sonra yaşamak isterseniz , ölmeden önce , ölümsüz bir eser bırakın. **Çocuklarınızın yarın söz sahibi olmasını istiyorsanız , daha bugünden onlara iyi kitaplar hediye ediniz. **Sakladığın bir sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun. **Kalbin körse , gözünün görmesi hiç bir işe yaramaz. **Düşmanların en korkuncu , düşmanlığını gizleyendir. **Düşmanın dahi olsa kimsenin güçsüzlüğe düşmesinden mutlu olma. **Eğri olanın gölgesi de eğridir. **Kötülerle oturmaktansa yalnız olmak daha hayırlıdır.
Latin Harflerini Kullanan Dillerdeki Özel Adlar 1. Latin harflerini kullanan dillerdeki özel adlar özgün biçimleriyle yazılır: Beethoven, Byron, Cervantes, Chopin, Eminescu, Grimm, Horatius, Molière, Puccini, Rousseau, Shakespeare; Bologna, Buenos Aires, Iorga, Ile-de-France, Karlovy Vary, Latium, Loire, Mann, New York, Nice, Rio de Janeiro,
Reklam
Lübnan, tarih boyunca ekonomik ve siyasi olarak Bilad-ı Şam bölgesinin bir uzantısı görünümündeydi. 1920 yılındaki San Remo Konferansı ile Fransa, Suriye'nin geri kalanıyla birlikte burada bir manda rejimi kurma hakkını elde etmişti. Daha önce de belirtildiği gibi, Lübnan'ın Suriye'den ayrı bir siyasi birim olarak örgütlendirilmesinin temel sebebi, Bilad-ı Şam'da ulusal bir bütünlük oluşmasını ve Arap milliyetçiliğinin bölgede güçlenmesini engellemekti. Dahası Fransa'nın Lübnan'daki Hıristiyan Marunilerle oldukça gelişmiş ilişkileri bulunuyordu ve Ortadoğu'nun en stratejik bölgelerinden birinde kendilerine yakın bir Hıristiyan devletin teşekkülü, Fransızlar için önemliydi. Bu doğrultuda on dokuzuncu yüzyılın ortalarından beri Maruni milliyetçiliğinin idealize ettiği Büyük Lübnan düşüncesi, genişletilmiş sınırlarıyla mümkün oluyordu. Fakat Osman- lılar döneminde Cebel-i Lübnan olarak adlandırılan bölgeye, çoğunluğu Müslümanlarca meskün Beka ve sahil şeridinin (Sayda, Trablus, Tire ve Beyrut) dâhil edilmesi, demografik yapının Fransızların ve Marunilerin istediği şekilde oluşmasını engelledi.
Sayfa 122 - KUTADGU YAYINLARIKitabı okudu
Rifailikte yüzyıllar boyunca çok önemli bir yer tutan burhan ayininin, tarikatta ilk olarak ne zaman görüldüğünü tespit etmek mümkün değildir. Fuat Köprülü, ayinin Abbasi Devleti'nin Moğollar tarafından yıkılmasından sonra ortaya çıktığını savunmakta ve Moğol etkisiyle gelen Şamanist bir etkiye bağlamakta; bu görüş başka araştırmacılar
Sayfa 102 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Rifâîlik, Ayin
Serceste
Dinleyin bir güzel medhin edeyim Bir beni var şirin canı bendetmiş Bir beni var kaşla göz arasında Bir deni de ak gerdanı bendetmiş Bir beni başının tacıdır tacı Bir beni kabe'de hacıdır hacı Bir beni urum'dan alır haracı Bir beni de aşıkanı bendetmiş Bir benin bahası gürcü gürcüstan Bir benin bahası hind-ü hindistan Bir benim bahası şol arabistan Bir beni de tatar han'ı bendetmiş Bir beni bendetmiş şam'ı haleb'i Bir beni bendetmiş mısr'ı anteb'i Karacaoğlan der nazlı çelebi Bir beni de al-osman'ı bendetmiş
İSTANBUL’A MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN YAPILAN SEFERLER VE MUHASARALAR
Müslümanların İstanbul üzerine seferleri ilk olarak Halife Hz. Osman (r.a.) zamanında 656 (H. 35/36), Şam Valisi Hz. Muâviye’nin (r.a.) emrindeki donanma ve ordu ile başlamıştır. Ancak bu seferde İstanbul’a kadar gelinememiştir. • 668 (H. 48) Hz. Muâviye’nin (r.a.) halifeliği zamanında Süfyan bin Avf Hazretleri kumandasında sefer yapılmıştır. Bu
Reklam
319 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.