Sultan Murad Develihisar'dan arabayla geçerken hemen bit ata atlayıp, atların önünde süratle kaçmakta olan bir yaban keçisini okla vurdu. Bu sürate hayran kalan askerler bir ağızdan Allah'ın yardımı senin üzerine olsun mealindeki ''Aleyke avnullah alkışını yaptılar.''
Not:
İbrahim Peçevî veya Peçuylu İbrahim Efendi bir görgü şahidinden naklen, padişah avını mızrakla vurduğunu ve mızrağın bir taraftan girip öbür taraftan çıktığını yazar.
Osmanlı İmparatorluğundan günümüze ulaşan gerek başkent İstanbul’da gerek eyalet merkezlerinde korunmuş taşra sandıklarında kayıtlı yüz elli milyon yazılı kayıt içinde Pir Sultan Abdal’ın ya da onun önderlik ettiği söylenen Alevi baş kaldırısından söz eden bir belge bugüne kadar gün yüzüne çıkmamıştır. Osmanlı İmparatorluğunun arşiv
Ünlü Osmanlı tarihçisi Peçevi İbrahim Efendi, bizde ilk kahvenin 1554’te İstanbul’da açıldığını yazar: “Keyiflerine düşkün bazı safa ehli insanlar ile kişiler, okuryazar ma-kulesinden (soyundan) arif kimseler orada toplanmaya başlamıştır... Kimi kitap ve güzel şeyler okur, kimi tavla ve satranç oynar, kimi yeni söylenmiş gazeller getirerek şiirden ve edebiyattan bahsederdi.” Bizden esinlenen İngiliz tacirleri ilk kahvehaneyi 1650’de Oxford’da açmışlar. Kahvehaneler İngiltere’de de o kadar rağbet görmüş ki birkaç yıl içinde sayıları iki bini aşmış (Tont, 2009: 112).
Peçevi İbrahim Efendi, Deli Hasan'ın etrafında toplanmış Celalileri söyle tasvir ediyor. Baldırı çıplak, ayakları yalın, kimi çırılçıplak, kiminin başında avrat saçları gibi uzun saçları vardı. Her biri zehr-i katil adamlardı...
Daha Kanuni Süleyman zamanında asayiş bozulmaya başlamış, yiyecek ve gıda için evler soyulmuştur. Örneğin, 24 Şubat 1528'de Anadolu'da değil, İstanbul'un göbeğinde evler basılıyor, aile fertleri öldürülerek mal ve emtiaları gasbediliyordu... Her ne kadar eylemin failleri yakalanamıyor ise de, hükümet bu işi ancak fakir ve aç insanların yapabilecekleri ihtimalinden yola çıkarak, İstanbul sokaklarında ele geçirdikleri rastgele fakir, yoksul ve işsiz insanları yakalayıp acımasızca öldürüyordu. Bu konu ile ilgili olarak Peçevi İbrahim Efendi şöyle diyor: "Irgatlıkla çarşı ve sokaklarda dolaşan işsiz güçsüz Arnavut takımından kimselerin bu işi yaptıkları ihtimal verildi. Bu ihtimali destekleyen birtakım belirtiler de görüldüğünden, ekmekçi, mumcu, tellal, aşçı ve odun yarıcı gibi bütün işsiz güçsüzlerden 800 adam yakalanarak, çarşılarda sokaklarda ve kalabalık yerlerde öldürüldüler."
III. Murat'ın israf ve sefahetinin en ibretli örneklerinden bir diğeri de, Şehzade Mehmet'in sünnet düğününde (1582) olmuştur. Bir seneden fazla hazırlıkları süren bu düğüne Asya, Avrupa ve Afrika'dan hükümdarlarla, ülkenin valileri davet edilmişti. Peçevi İbrahim Efendi: "Bu düğünde harcanan paralar pek çok... Bunu tasvir