O mâi şey seni yutdukca haykırır, bağırır, fakat halâs olamazsın; omuzlarından ağır, haşin, demir iki el muttasıl itib zedeler; ne çâre yok ineceksin.. Bu işte ömr-i beşer.
Mütehaşşid mezâhir-i zulemât: Göz açıldıkça rûh perdelenir. Acı bir levha şübhe yok ki hayât, görmemek en büyük tesellidir.
Reklam
Yıllarca taharri der-i mesdûd-i necâtı, yıllarca metâible mesâible döğüşmek, gezmek bu dikenlikde girân|bâr-ı sefâlet, mesmûm, acı bir zehr ile mesmûm.. Nihâyet bir gül koparıb koklamadan toprağa düşmek! Ben böyle-mi sandım seni, ey ömr-i gam|âlûd?
dâima kirli, kirlenen bir el; dâima alçak, alçalan bir emel; dâimâ zorlıyan, kıran, deviren, mahveden.. sonra mahvolan bir ten.
Kalbi ümmîd ü hırsa çah-ı şüûn; hırsı, ümmîdi at, mazıyka-i hün. Beyni bir muztarib cihâz-ı asab; onu kaldır, kalan çürük bir kab.
Ne diyordun bak: Âdem evlâdı canlı bir cife, bir yürür pıhtı. Salya, yâhud yalan kusan bir ağız; bir teazzuv ki kan, irin yalnız.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.