Sevgili kitap dostlarım, D & R' daki 5 TL kampanyasını gözlerimle görmek için Forum İstanbul mağazasına gittim ve hayal kırıklığına uğradım. dr.com.tr/Kataloglar_/Bu-... adresindeki kitaplardan Forum İstanbul mağazasında maalesef yoktu. Öylesine indirimli gibi 3-5 kitap konulmuştu. Geçen yıllardaki gibi 5 TL
171 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Son derece güzel bir tarihi roman. Savcı Bey adlı romanın devamı niteliğinde olan bu romanda. Yıldırım Bayezid, Ankara savaşında mağlup olduktan sonra çıkan taht kavgaları anlatılıyor. Kendine Sarı Yani ismini veren Şehzade Mustafa, Timur'un elinden kaçar ve İstanbul'a kadar gelir. Burada Aleksandra adında bir kadınla tanışır ve aşık olur. Bu taht kavgalarında yer almayı düşünmemektedir ancak Emir Süleyman'ın da tahta geçmesini istemez. Onun aklındaki isim Musa Çelebi'dir. Bunun için yardım eder ancak çeşitli sebepler yüzünden Çelebi Mehmet tahta geçer. Bu arada Bizans ve haliyle Anemas zindan komutanı Laskaridis sarı benizli adamın gerçek kimliğini öğrenir ve onu da Osmanlı eski gücüne kavuşmasın diye tahta kavgalarının içine sürüklemeye çalışır. Acaba başarılı olabilecekler midir? Soluksuz okunan bir roman.
Sarı Benizli Adam
Sarı Benizli AdamAbdullah Ziya Kozanoğlu · Bilge Kültür Sanat · 200468 okunma
Reklam
Balkon çocukları horozu da tanımıyor. Tavuk diye,marketlerde soyulmuş,ayıklanmış sarı-pembe gövdeleri biliyor. Kümesteki arkadaşın yumurtalar üzerinde bir uzun zaman kuluçkaya yatmasını,sonra bir gün,cıvıltılar saçarak arkasına bir sürü civciv katarak çayırda kurum satarak yürümesini görmediler ki. Bir anaç tavuğun civcivler üzerine yönelecek herhangi bir tehlike anında nasıl çırpındığını izlemediler ki. Civcivler makinalardan çıkıyor artık.Bir otomobilin yedek parçaları gibi tornadan veya presten pıtır pıtır dökülüyorlar.Bir yabani ot ile,bir çocukla,bir köpekle,tatlı tatlı eşinecek bir çöplükle,bir küçük solucan,bir mısır tanesi,avlanacak bir böcekle karşılaşmadan büyüyorlar.
Sayfa 134Kitabı okudu
171 syf.
10/10 puan verdi
Kozanoğlu, tarihi romancılığın üstadıdır bana göre. Birçok kişi ondan etkilenerek yoluna devam etmiş, Yeşilçam'a aktarılan filmlerin çoğu da kitaplarından alınmıştır. Bu kitapta, Fetret döneminde dönen Bizans entrikaları, başsız kalan ülkenin durumu, şehzadelerin düşünceleri çok güzel yansıtılmış. Düzmece Mustafa olayı denilen meşhur olayı kendi üslubunda yine araya bir aşk sokarak sonlandırmış. :) Malkoçoğlu'nda da yaptı bunu, Kızıl Tuğ'da da. Abdullah Hoca aşksız duramıyor :D Kitap eski olmasına rağmen akıcı, hemen bitiyor. Atsız'ın Deli Kurt, romanı da yine o döneme ait o da gerçek bir hikaye üzerine kurulu tek farkı daha yöresel. Onu anımsadım okurken. ^^
Sarı Benizli Adam
Sarı Benizli AdamAbdullah Ziya Kozanoğlu · Bilge Kültür Sanat · 200468 okunma
Ya Ankara Muharebesini neden kaybettik? Kılıç Abdal bir kere doğruldu. - Söyleyeyim mi sultanım? dedi. Şehzade Mustafa: - Söyle!., dedi. Korkma!.. - Öyle ise, siz de bir gün bey olursanız sultanım, Türklere padişah olursanız unutmayın; Türkler başlarına geçen büyükleri kendilerini korursa sayarlar, uğrunda canlarını verirler. Fakat o baş,kendilerini unutursa, çevresini saran dalkavukların sözleriyle oturur kalkarsa, sonu böyle düşman elinde can vermekle biter. Pederiniz merhum sultan, Niğbolu Muharebesini kazandığı günlerde bize dayanıyordu, bizim derdimizle uğraşıyordu. Bizimle yiyor, bizimle içiyordu. Sonraları Laz kızı elinden şarap içti. Bizleri unuttu. Sanki kazandığı cenklerde halkın ve bizim hiçbir değerimiz yoktu. Memleketiyle uğraşmadı."Ben bir kere ayağa kalkarsam, ardımdan sayısı yüz binleri asan bütün millet gelir!.." diyor, bununla avunuyordu. Fakat Ankara'da Timurlenk'e hücuma kalktığı zaman bir de ardına baktı ki, kimseler yok... Haklarını yediği, kendilerini hiç saydığı, dertlerini dinlemediği halk ve beyler onu en büyük düşmanı karşısında yalnız bıraktılar.
Muzaffer Kılıç anlatıyor: Erzurum'dan kongre için Sivas'a geldiğimizde, Mustafa Kemal'in karargahı olarak, Sivas lisesini hazırlamışlardı. Paşa, kendisine hazırlanan odaları dolaşırken, yatak odasında, karyolanın arkasında bulunan sarı satırlı atlas yastık gözüne ilişti. Yastığın üzerinde, koyu renk bir ibrişimle işlenmiş şu beyit vardı: Cihanın cahına mağrur olup incitme insanı. ( Dünyanın şaşasıyla gururlanıp incitme insanıları) Süleman-ı zaman olsan bırakırsın bu eyvanı (Zamanın Süleymanı da olsan bırakırsın bu dünyayı) Atatürk, yazıyı okuduktan sonra durdu. Mazhar Müfit Bey'i çağırttı. Beyti ona okuttu. Mazhar Müfit: ''Paşa'm, bu sizin için yazılmış değil.'' deyince, Atatürk: ''Bu uyarı hepimiz için ve her şey için bir prensip olmalıdır.'' cevabını verdi.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.