..ölülere dair küçüklü büyüklü öyküler zamana yeniliyordu er geç. İnsandan geriye adlar, başkalarının anılarındaki silik görüntüler, bir takım ruhsuz fotoğraflar kalıyor, bir süre sonra taşıyıcılarıyla birlikte onlar da büsbütün kaybolup gidiyorlardı. Unutulmak, bu hüzün verici vefasızlık en acı yok oluş biçimiydi.
Sayfa 91
Uzak, silik bazı fotoğraflar gibiydi anılarım.
Sayfa 177 - UnheımlıchKitabı okudu
Reklam
Yaşamak nedir?
"Yaşamak, hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir" Rahmi Eray
Sayfa 46 - DergahKitabı okudu
Hüseyin Avni'nin Konuşması Kayıtlara Geçmemiş...
Meclis'te memur olarak görev yapmış olan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Hüseyin Avni'nin konuşması arasında "Ali Şükrü'yü öldüren bilekleri kıracağız, o bilekler isterse sırmalı paşa bilekleri olsun" şeklinde bir söz sarf ettiğini hatırladığını, fakat bu cümlenin Meclis zabıtlarına geçmediğini söyler. Hasan Basri Hoca da, çok iyi hatırladığı o celsede Hüseyin Avni Bey'in sağ elinin şehadet parmağını dinleyici sıraları arasında gezdirerek "Ali Şükrü'yü öldüren, hoca mıdır, ağa mıdır, paşa mıdır, bey midir, her kimse bulup cezalandıracağız" dediği sırada dinleyenlerin birçoğu, adeta sıraların içine çökmüş vaziyettelermiş. Bu sırada da, birkaç gün sonra Ali Şükrü'yü tuzağa düşürüp boğduğu anlaşılacak olan Meclis muhafız alayı kumandanı çeteci Topal Osman Ağa omuzlarında, belinde fişeklikler, tüfek, tabanca ve el bombalarıyla baştan ayağa müsellâh olarak Meclis sıraları arasında dolaşıyormuş.
Sayfa 37 - DergahKitabı okudu
Birinci Meclisin Meşhur Hatipleri..
Cami kürsülerinin hatibi, Millî Mücadele'de de o kürsü- lerden milletin mukavemetini güçlendiren, isyanları bastır- mada büyük rol alan Mehmed Akif, Burdur mebusu Akif bu kürsüde adeta yok gibi. Buna mukabil askerlerden Mustafa Kemal, Kâzım Paşa, Rauf Bey, Çolak Selahaddin; sarıklılardan Konyalı Vehbi Hoca, Balıkesirli Vehbi Hoca, Antalyalı Rasih Hoca; sivillerden İsmail Suphi, Ali Şükrü, Hamdullah Suphi, Abdülkadir Kemalî, Durak Bey, Celaleddin Arif, Tunalı Hilmi, Mahmut Esat akla ilk gelen isimlerden.
Sayfa 36 - DergahKitabı okudu
Bir Eser Tavsiyesi...
Benim neslim o Meclis'in tarihini, resmî tarihini değil, meclisin sıraları arasındaki görünmeyen kahramanları, az görünen hatipleri, yiğit mücahitleri, cesur muhalifleriyle ilk defa Samet Ağaoğlu'nun kaleminden okudu: Kuvâ-yı Milliye Ruhu (1944) Orhan Okay
Sayfa 34 - DergahKitabı okudu
Reklam
Nurettin Topçu'dan Dil Öğrenme Taktikleri :D
Topçu'nun o yıllarda Türkiye'de Fransızca'yı çok iyi bilen birkaç kişiden biri olduğunu Vefa Lisesi'ndeki Fransızca hocam Muzaffer Esen söylemişti. Birgün çok sevdiği Alfred de Musset'nin "La Nuit d'Octobre"unu ezbere okumuştu. Başka birgün de Balzac'ın bir romanının başından bir iki sayfayı yine ezbere okuduğunu hatırlıyorum. Bir dili güzel öğrenmek için yalnız şiir değil güzel nesir parçalarını da ezberlemenin faydalı olduğu söylerdi.
Sayfa 28 - DergahKitabı okudu
(Nurettin Topçu) Akademik unvanını da hiçbir zaman kullanmadı. Kartvizitlerine, mektup başlıklarına sadece şu iki kelimelik sıfatını koydurmuştu: Felsefe Muallimi. Bütün hayatı boyunca öğretmen olmanın zevkini hiçbir şeyle değiştirmemişti.
Sayfa 26 - DergahKitabı okudu
Hareket Dergisi Çıkıyor..
Ve Hareket mecmuası 1947 Mart'ında yeniden çıkmağa başladı. İlk sayısını ne büyük coşkunluk ve heyecanla elime almıştım. İlk makalenin ilk cümleleri yine o sarsıcı, uyandırıcı, mesuliyet yükleyici cümlelerle başlıyordu: "Batan bir dünya nizamının enkazı üzerindeyiz. Yeni bir nizam, ahlâkta hukukta, sanatta, dinde ve devlette insanlığa, dayanacak yen temeller bulma zarureti neslimizin zayıf omuzlarını şiddetle sarsıyor..."
Sayfa 23 - DergahKitabı okudu
Kültür Tarihi Vs..
Avrupa'da resmî kurumlar gibi ticarethaneler bile kaç asırlık kuruluşlarıyla âdeta birer müze gibi hayatiyetlerini korurlar. Bizde kaç ticari kurum, kaç matbaa, kitabevi, gazete bir asır öncesine gidebilir?
Sayfa 9 - DergahKitabı okudu
103 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.