Monna Rosa, siyah güller, ak güller,
Gülce’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller, ak güller !
Cam parçaları içinde yansıyan yüzüne
Doymak için baktığım gözlerine
Kansamda sözlerine yürek yakan
Masum inci tanesi beyaz ışık
Gözlerimi kamaştırıyor yüzün
Hatıralarımı canlandırıyor sevgin
Uzun bir offf çeksemde sineye
Ağlayıp gülsem de susma diyor ýüreýim
Konuşur buluyorum
Oysa saçların saçlarından çarpan kokuna
Konuşuyorum
Dokunmadan bile geliyor siyah güller burnuma
Dokunsam can katar ruhuma aslımda
Nasıl sana sarılmak bilemicem
Hasret edip gelemicem kokun die avunup
Ağlayıp duracak gözlerimle sarılacak
Sensizlik nedir bilir misin nazlı kız
Gonca gül ettiğim yonca yoncam
Sensizlik denizin en derin noktası göğsüme baskı yapan
Sensizlik içimdeki boşluğu doldurmak için bütün deryayı alacak
Sensizlik öyle uzun ki dünyayı dolaştıracak
Sensizlik bir akşamda bütün çiçekleri soldurtacak
Sensizlik neymiş ki
Bana sürekli ölümü hatırlacak
Monna Rosa. siyah güller, ak güller:
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kınk kuș merhamet ister;
Ah, senin yüzűnden kana balacak
Monna Rosa. siyah güller, ak güller!...
Monna Rosa, siyah güller,ak güller;
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller, ak güller!
Yabancının her yerinden şehvetli bir nezaket ve rahatlık akıyordu. Ulu periydi, kuşkusuz. Kısa siyah saçları tıpkı kuzgun tüyleri gibi parlıyor, beyaz tenini ve şenlik ateşlerinin loş ışığında bile kendini belli menekşe mavisi gözlerini dengeliyordu. Bana bakarken gözleri keyifle parıldadı.