Murat Kurum seçimi kazanırsa Gazze'nin sevineceğini söylemiş. Henüz Şubat ayında katıldığı bir Youtube programı... Programda kendisinin telefonu kurcalanıyor, format o şekilde. Linki şu:
youtu.be/bAE-S9WAuK8?si=...
Tam bir hayal kırıklığı... Neden mi?
1- En son kurduğu alarm saat 09:00. Kaçta kalkarsa o saate kuruyormuş. Belli ki sabah namazı ile güne başlamak yok.
2- Netflix kullanıyor.
3- Getir uygulamasında son siparişlere girdiklerinde domuz eti ve alkol satışı yapan Migros'tan Algida, Ruffles gibi ihtiyaç bile olmayan, abur cubur boykot ürünleri sipariş edilmiş.
Daha boykot etmeyi bile beceremeyen birinin seçilmesine mi sevinecek Gazze?
Neyse ki İstanbul'da oy kullanmıyorum. Bir tarafta küreselci Kurum, diğer tarafta dinsiz partinin terör sevici adayı İmamoğlu...
Yazık.
Siz bir adamı hiç görmeden, iki dakika evvel öyle bir adamın İstanbul ilinde yaşadığını bile bilmeden birdenbire, zanaatından ve adından seviverdiniz mi ?
Senin korkun her yeni evlenen gencin kalbinde vardır. Her genç bunu kendi kendisine sorar: Ya karımdan bıkarsam!.. Yahut, o benden bıkarsa?.. İkimiz birbirimizden bıkarsak?.. Fakat delikanlı, aile öyle bir mengenedir ki biri omuzlarımızdan yakaladığı günden itibaren onun pençesinden kurtulmak artık mezara kadar imkânsız olur. Mezara kadar, anlıyor musun? Bu tazyik bizi incitir mi diyeceksin? Hayır! Tamamiyle aksine. O kadar geniş bir teslimiyet içinde, bu makinenin kolları arasında yaşarız ki.. Adeta, kendi kendimizi evlendikten sonra bulduk, hakiki hayatın kendisine kavuştuk zannederiz. Çünkü cidden sarsılan sinirlerimizin son ihtiyacı, son muhiti budur, ailedir. Yalnız bunun için evvela katiyen yorulmuş bulunmak lazımdır. Hayatımızın "gençlik ve coşkunluk" yaprağını doya doya kapamalıyız. Ondan sonra bu yeni hayatta çok derin bir istirahat ve teselli duyarız...
Abdülhak Şinasi Hisar'ın asla hak ettiği değeri göremeyen bir sanatçı olduğunu düşünüyorum. Günümüzde çokça şair, yazar okunuyor, Şinasi Hisar da mutlaka bunların arasında olmalıdır. Ne yazık ki bu kitabın baskısını bile bulamayanlar var. Böylesine İstanbul, Boğaziçi âşığı, tasvir ve muhayyilesi güçlü bir yazarımızın kıymeti umarım anlaşılır. İstanbul denilince aklıma Nedim ve Yahya Kemal'dan sonra gelen yegane isim Şinasi Hisar'dır. Eser sadece Boğaziçi yalılarını değil dönemin her türlü entelektüelini anlatan, tasvirleri oldukça güçlü bir eserdir. Güzelliklerin bir bir son bulduğunu, medeniyetlerin de insanlar gibi yaşlanıp öldüğünü anlatır. Kendisinin de dediği gibi, "Ümit, aşk, emel ve şefkat gibi bütün aydınlıkların karardığı bir ufka doğru yüzüyoruz."
Şubat ayını 6 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 25 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
ŞUBAT AYI
1-Alınyazısı Saati(Sezai Karakoç)
2-Tasavvuf Bahçeleri(Necip Fazıl