126 syf.
3/10 puan verdi
·
Read in 17 days
Genç Werther'in Acıları
Werther'in mektuplarından oluşan bu kitap çıktığı döneme damgasını vurmuş, avrupada yankı uyandırmıştır. Okuyan gençlerin teker teker intihar ettiği gerekçesiyle bir süre yasaklanmıştır hatta avrupada bu olaya "Werther salgını" ismi bile konulmuştur. İlk başta Werther'in evli bir kadına olan platonik aşkını anlattığını düşündüm fakat kadın da asla Werther'i reddetmemiş ilk arkadaşlığa yorsa da sona doğru gerçek olan anlatılmıştır. Okurken çok sıkıldığım nadir klasik romanlardan olabilir :/ Olay örgüsünü yazılan mektuplardan tamamlamaya birleştirmeye çalışarak buluyorsunuz ve sadece sonuna doğru olayların düğümü ve ne olacağı belli oluyor. İçinden çıkarılabilecek herhangi bir felsefe veya hayata dair fikir bulamadım açıkçası. o yüzden önerebileceğim bir kitap olduğunu söyleyemem.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121.5k okunma
Instruction
"Cumhuriyetçiler için cumhuriyetin kanunlarının gerisinde kalmaktan daha tehlikeli bir şey söz konusu değildir. Bunları aşanlar, hedefin ötesine ateş edenler bile çoğu kez hâlâ doğru sona erişememiştir"
Sayfa 41 - Can Yayınları
Reklam
Sona doğru ..
Insan yarımyamalakların hikâyesini ömür boyunca anlatabilir mi? Bu belki de dayanılmaz bir gerginliği ömür boyunca yaşamakla mümkün olur. Böyle bir sinirliliğe ne kadar katlanılabilir? İnsan her an kendini parçalayarak, kendi etinden kanından vererek yaşayabilir mi? Gerçeği aramak bu mudur? Böyle olanları görünce, bu sinirin insanı nasıl dondurduğunu gözledikçe, dehşet içine düşüyorum. Herşeyi yarım yapmış olmanın dehşeti de var bunun içinde. Yeni bir şık belki de tam bilmekle mümkün olur.
Sayfa 260 - İletişimKitabı okuyor
Hem tasavvufun de psikolojinin söylediğine göre bizim hayatlarımız baştan sona bir arayıştır.Annenin memesini aramakla başlayan hayat maddi ve manevi arayışlarla devam eder. Son nefesimizde aradığımız doğru kelimeyi söyleyebilmektir. Bu iki arayışın arasında daha neler neler ararız. Hayatın anlamını ve kendi özelimizde yaratılış gayemizi ararız. Her durumda ve her ilişkide gerçeği ararız. Hakiki dostlar ararız. Doğru okulu, doğru mesleği, doğru kişiyi ararız. "Bulmak" başlı başına büyük bir başarıdır.
Sona doğru . Son kıta !!!
Elimde, sükutun nabzını dinle, Dinle de gönlümü alıver gitsin! Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle, Yaşlı gözlerime dalıver gitsin! Yürü, gölgen seni uğurlamakta, Küçülüp küçülüp kaybol ırakta Yolu tam dönerken arkana bak da, Köşede bir lahza kalıver gitsin! Ümidim yılların seline düştü, Saçının en titrek teline düştü, Kuru yaprak gibi eline düştü, İstersen rüzgara salıver gitsin!
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Veda Şiiri
416 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
O Başlattı
O Başlattı. Selamlarrrr. Bugün size getirdiğim kitabı çok sevdim. Önce konusunu anlatayım. 4 arkadaş bir gün evlerine gelen mektupla bir araya gelir. Mektup eski çocukluk “arkadaşları” Poppy’den gelmişti. Onları bekarlığa veda partisine davet ediyor. Sorun şu ki, Bu 4 arkadaş eskiden Popyle çok da iyi arkadaş değillerdi. Hatta hiç arkadaş değillerdi. Fakat yine de kimsenin olmayacağı özel adada olacak olan veda partisini de kaçırmak istemiyorlardı. Kitabın içinde okuduğumuz o geçmiş kısımları çok içime oturdu arkadaşlar. Ayrıca öyle sinir oldum ki, kitabın içine girip o kadınları dövmek istedim… kitap başlarda böyle biraz sinir olmalı, biraz karakterin veya geçmişin siniriyle biraz da olacakların gizemi ve gerilimiyle okudum. Baştan sona germiyor fakat sonlara doğru artık her şey çığrından çıkınca gerdi ister istemez. Ayrıca sonunda güzel ters köşe var. Çok fazla bu tür okumayan, bu türe aşina olmayanlar şok olabilir. Ben tahmin ettim fakat yine de bu okuma hevesimi kırmadı çünkü olaylar oldukça heyecanlıydı. Kitabın dili de sade, akıcıydı. Yazar öyle karakterler yazmıştı ki, kitabın başından sonuna, hatta suçlarını bilmelerine rağmen asla kendilerini haksız görmüyordu. Her karakterin kişiliğini güzel işlemişti. Ayrıca her bölüm bir karakterin ağzından okuyorduk bu da her sayfa da suclunun kim olduğunu, ya da olacakları merak ettiriyordu. O yüzden sevdiğim bir kitap oldu
O Başlattı
O BaşlattıSian Gilbert · Artemis · 202431 okunma
Reklam
Eskiden bu hem insanlığa hem de bireylere seslenilen "memento mori", sürekli acı veren bir dikendi veadeta ortaçağ bilgisinin ve bilincinin doruk noktasıydı. Yeni çağın bu sözün karşısına çıkarttığı "memento vivere*" sözü ise açık konuşmak gerekirse, henüz oldukça boğuk çınlıyor tam gırtlaktan gelmiyor ve adeta samimi olmayan bir yanı var. Çünkü insanlık hala memeoto mori'ye sıkı sıkıya bağlı duruyor ve bunu da evrensel tarihsel gereksinimiyle ele ve riyor: bilgi, en güçlü kanat çırpışlarına karşın henüz özgürlüğe uçamadı, derin bir umutsuzluk duygusu kaldı geride ve şimdi tüm yüksek eğitimi ve kültürü iç sıkıntısıyla kararta o tarihsel renge büründü. Bir insanın yaşarnındaki saatierin tümü içinde en sonuncusunu en önemlisi kabul eden, genel olarak dünyadaki yaşamın sona ereceği kehanetinde bulu nan ve tüm yaşayanları, tragedyanın beşinci perdesinde ya şamaya mahkum eden bir din elbette en derin ve en soylu kuvvetleri heyecanlandırır, fakat her türlü yeni-yetiştirmeye, cesurca-denemeye, özgürce-arzulamaya karşıdır; bilinmeye ne doğru yapılan her uçuşa karşı çıkar, çünkü sevdiği, umut ettiği bir şey yoktur orada: oluşum halinde olanın ortaya çıkmasına ancak istemeye istemeye izin verir: onu, zama nı geldiğinde var olmaya ayartan olarak, varoluşun değe ri hakkında yalan söyleyen olarak bir kenara itmek ya da feda etmek üzere. *Memento mori (Lat.): Ölümü anımsa; Memento vivere (Lat): Yaşamayı anımsa. (ç.n.)
Sayfa 60
Kapitalin oyun kuralına boyun eğmek anlamına gelen emek gücünün statüsüne uygun bir ödüle dönüştürüldüğü anda, ücret anlamını yitirmektedir. Bu aşamada ücret artık hiçbir şeyle karşılaştırılamayan (orantı kurulamayan) ya da hiçbir şeyin eşdeğerlisi olmayan bir şeydir. Bu bağlamda, ücret, kapitalist politika güden toplum insanını gerçek bir birey haline getiren vaftiz töreni (ya da ölüm döşeğindeki insan için okunan dualar) gibidir. Kapitalizm için ekonomik bir yatırım anlamına gelen emekçinin ücret-gelirinin ötesine geçildiğinde (sömürü biçimi olarak ücretlendirmenin sona ermesi ve kapitalist toplumun bir hissedarı olma şeklinde Ücretlendirmenin başlangıcı, emekçinin stratejik işlevinden zorunlu bir toplumsal hizmet olarak tüketime doğru kayış sürecinde, yani statü/ücretin güncel evresinde) yatırım teriminin diğer anlamı ön plana çıkmaktadır. Bu evrede Ücretle çalışan emekçi kapitalizm açısından kendisine bir yükümlülük ya da sorumluluk yüklenen bir varlıktır. Hatta emekçiyi bir kenti kuşatır gibi kuşatmakta, yani onun tüm giriş çıkışlarını derinlemesine denetlemektedir.
Sayfa 38 - Üretimin Sonu/KindleKitabı okuyor
76 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Ah'lar Ağacı. Didem Madak'tan okuduğum ilk kitap... Didem Madak bildiğim bir şairdi. Ona Ah'lar Ağacı ile başlamak nasip oldu. Ah'lar Ağacı, 73 sayfalık ince ama yoğun bir kitap... Kitap baştan sona hemen her şiirde "hüzün" barındırıyor. Duygusal metinler zaman zaman insanı hüzne sürüklese de başlayıp bitirilecek bir kitap değil. Şiirlerinde rahat bir üslubu olan Madak, kendine has bir şiir evreni kurmayı başarmış. Genç yaşta hayatını kaybetmiş olan Didem Madak, şiirleriyle yaşamaya devam ediyor. Kitaptan bazı alıntılar: "Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre" (13). "İnsan unutandır Ve insan unutulmaya mahkûm olandır" (19). "Annem çok sevinmelerin kadınıydı" (24). "Ama yazgısını çokomel kâğıtları gibi, Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan" (29). "Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin" (36). "Sağlam bir halatla çekiyorum acıyı kendime doğru" (55). "Neden her aşk Bir kadının cenazesini kaldırır mutlaka" (59). Şiir seviyorsanız mutlaka okumalısınız
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121.2k okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.