Beklemek ve görmek gerekir ve aslında kimse hiçbir şeyden tam anlamıyla emin değildir; ne yaptığından, verdiği karardan, gördüğünden ya da çektiği acıdan emin değildir, her an, er ya da geç, kat be kat artan bir olanaksızlıkla, sona erer; günler, hatta her şeyi ayakta tutuyor gibi gözüken, oysa aslında sadece zapt eden saniyeler geçtikçe, her şey kendi sonuna doğru ilerler: