Dirmit o günden sonra hep sözcüklerden bir yorgana sarındı. Sözcüklerden bir yatağın üstünde uyudu. Sözcüklerden yapılma bir sandalyenin üstünde oturdu. Atiye günleri sayılı binlerce sözcük oldu. Huvat sözcük dolu şişelere baktı. Nuğber sözcük bekledi. Zekiye sözcük ağladı. Seyit bembeyaz takma sözcük dişleriyle güldü. Mahmut dilini dişlerinin ardına dayayıp sözcük çaldı. Halit sözcükleri duvarlara vurdu. Dirmit ne yana bakacağını, hangi birini yazacağını şaşırdı. O şaşkın şaşkın dolanıp gezinirken bulutlardan sözcük yağdı. Musluklardan sözcük aktı. Akan sözcük, yağan sözcük, susup oturan sözcük, ağız üstü divana kapaklanan sözcük Dirmit’in kafasının içinde bir toplu kargaşaya dönüştü."
Sayfa 164 - Adam YayınlarıKitabı okudu
“Sonunda Dirmit şiir yazmanın bir yolunu buldu. Sözcükleri tek tek kafasının içinden alıp yüreğine koydu. Yüreğini güp güp attırmayan sözcüğü yüreğinden çekip aldı. Dirmit o günden sonra yüreğine kul köle oldu. Yüreği ne yap dediyse onu yaptı, yüreği nereye git dediyse oraya gitti, yüreği ne dediyse onu dedi. Yüreği kafasıyla zıtlaştıysa o da zıtlaştı. Yüreği taştıysa o da taştı. Yüreği çırpındıysa o da çırpındı. Yüreğiyle birlik oldu."
Sayfa 164 - Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Birbirimizin gözlerinin içine bakıp konuşamadıktan sonra kavuşup kucaklaşsak da boş...
Bilmek gerekirdi ki kibarlıkla sahtekârlık arasında ince bir çizgi, belirsiz bir sınır vardı.
Sayfa 24 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
İçinin nereye baksa titrediğini, yüreğinin çırpınıp durduğunu, bir uçan kuş görse gözlerinin dolduğunu, bir çiçek koklasa taştığını söyledi.
Sayfa 245 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşayıp bitirdiği her günün, tutulmaz bir kuş olup uçtuğuna, yavaş yavaş gözden silinip bir küçük kara noktaya dönüştüğüne karar verdi.
Sayfa 221 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.