... Pâdişah, evvelâ Kānûn-i Esâsî'yi îlâna zorlanmış; o iş de olup bitmiş, fakat çetecilerin programları bitmemişti. Zîra Sultan Abdülhamid gibi iç ve dış düşmanlara göz açtırmamış bir otorite hâlâ tahtının üstünde oturmakta idi. İşte hükümdarın büyük suçu buydu. Şu halde el çabukluğuna getirerek bu işi de halletmek gerekiyordu. Fakat yalnız el çabukluğu kâfi değildi. İftirâ etmek, lekelemek lazımdı. Çünkü belki elli, belki yüz sene sonra tarih, hükmünü verirken, otuz üç yıl İmparatorluğun mukadderâtına hâkim olmuş bu adamın iyilik ve kötülüklerini elbette ölçüp tartacaktı. Meşrûtî idâre ve Kānûn-i Esâsî parolasıyla umumî efkârda yaratılmış sun'î sis şüphesiz ki o zamâna kadar dağılacak ve gerçekler, bütün çıplaklığı ile ortaya çıkacaktı. İktidarı ele geçirmek mücadelesinde olan İttihatçılar'ın, işte bu noktaya dikkat etmeleri lâzımdı. Evet ne yapıp yapıp pâdişâhı bir despot, bir kanlı canavar, bir kızıl müstebit olarak halka kabul ettirmek yolundaki yaylım ateşine hız verilmeliydi.
Sayfa 277 - Kubbealtı Neşriyatı, IV. Baskı, 1999Kitabı okudu
''Tarih, vergilerin hiçbir şekilde ortak rızayla konulmadığını ve aksine fetih yoluyla ya da başka yollarla gücü elde eden bazı insanlar tarafından umumi ihtiyaçları karşıla­mak için değil de kendileri için haraç olarak çıkarıldığını göste­rir. Aynı durum bugün de devam ediyor.''
Reklam
İttihat ve Terakki'deki liderlik meselesinin kolektif bir nitelik taşıdığı söylenir.Yanlış değildir. Gerçi Talat-Enver-Cemal üçlüsü bu yargının sembolü olmuştur, ama iç hiyerarşiye asıl hâkim ve doruktaki organ her zaman için Merkez-i Umumi olmuştur. Merkez-i Umumi, İttihat ve Terakki'nin, fiili-hukuki karışımı politikasının tek ve en üstün kaynağıdır.
Az zaman içerisinde Adana'da büyük işler başarmaya koyulan Cemal Paşa, şehri daima Seyhan Nehri'nin suyunun tehdidinden kurtarmak için demir köprü ile taş köprü arasındaki her iki Seddi, erkek lisesi olan Ziraat Mektebini ve Ermeni Darüleytam Mektebini yaptırdı (Şimdi Kız Muallim Mektebi olan bina). Bu mektebi yaptırtmakla yüzlerce Ermeni çocuğunu buraya yerleştirdi ve Ermeni Hınçak Komitesinden Vahakyan isminde bir Ermeniyi de müdür tayin ettirdi. Fakat burası mektep değil, âdeta Ermeni komitesi merkezi oldu. Bir sürü Ermeni komitecilerini muallim namı ile ve binlerce Ermeni çocuğunu senelerce hususî muhasebe ve umumi bütçeden beslemiş olduk. Beslediğimiz bu kargalar Birinci Dünya Harbi'nde gözümüzü oymaya çalıştı. Birinci Dünya Harbi'nde Cemal Paşa'nın Adana'dan her geçişinde İngiliz tayyarelerine haber vererek Paşa'nın trenine bomba attırmakla ona karşı minnet hislerini ödemiş olan -Cemal Paşa'nın tayin ettiği Ermeni mektep müdürü- Vahakyan böyle birisi idi.
Sayfa 88 - 1920 Öncesine Ait Hâtıralar; İngiliz Casusu Ermeni Vahakyan’ın Velinimeti Cemal Paşa’ya İhaneti ve Suç Aleti Telsizle Yakalanması, Muhbir Vahakyan Kimdi?Kitabı okudu
Umumi kaide şudur ki , genel durumu yönetme ve yürütme sorumluluğunu üzerine alanlar ,en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye mümkün olduğu kadar yakın bulunurlar. - Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 179Kitabı okudu
1910 Kongresi'yle, Cemiyet-Fırka ilişkisine daha da açıklık getirilmiştir. Fırka, Cemiyet programının gerçekleştiricisi olmuştur Merkez-i Umumi, isteklerini Fırka'ya iletecektir. Fakat kendisi siyasetle uğrasmayacaktır. Sonuçtan, Osmanlı kamuoyunu "haberdar" edecektir.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.