Her ortamda doğruyu gören, söyleyen biri ya da birileri vardır; ama sonucu, yönetenin bu görüşü kabul edebilmesi, doğruyu yanlıştan ayırdedebilmesi belirler.
"Bu ülkenin insanları iyidir, şu ülkenin insanları kötüdür. Falan ülkede yaşayanlar cimridir, filan ülkede yaşayanlar kabadır." gibi ön yargılar geçersizdi. Böyle ön yargılar, kalıplar içinde düşünmekti ve yalnızca dünyayı eksik tanımaya yol açardı. Her ülkede iyiler, kötüler, cimriler, kabalar olabilirdi.
"Küme küme oturup Kur'an okuyanlar, birbirleriyle helalleşenler, hangisi sağ kalacak olursa çoluk çocuğuna selam götürmesini, nasıl şehit olduğunu söylemesini dileyenler..."
Çocuk kitaplarının mükemmelliği diye bir şey var ki, bu kitap da öyle. Truva Savaşı’nı, Homeros’u çocukların düzeyinde anlatan, resimlerle beraber Çanakkale’deki tahta at heykelinin anlamını daha iyi anlamalarını sağlayacaktır.