Sağlığı etkileyen en temel faktör
Elbette bir sürü faktör var ancak sağlığımızı olumlu ya da olumsuz etkileyen en temel şey genlerimiz, yani biyolojik kökenimizdir.
Beliri bir aşamadan sonra ne yeyip ne içtiğimiz, nasıl yaşadığımızın pek bir önemi kalmıyor. Sonuçta iş gelip gelip genlerimizdeki yatkınlık, yorgunluk gibi faktörlere dayanıyor. Tüm somatik ve psikolojik hastalıklarda (az veya çok olsa da) gözlenen bir durum bu. Elbette çevresel etkiler, sosyolojik, psikolojik etkiler, yaşam tarzı, aile vs birsürü etmen de birçok hastalığı tanımlamakta, onların tedavilerinde önemli bir yer almakta. Bunu sakın unutmayalım. Yine de en baskın özellik biyolojik kökenli nedenler. Dedelerimizin nenelerimizin ne yeyip ne içtikleri, nasıl yaşadıkları, nelere maruz kaldıkları gibi şeyler onların genlerinde, biyolojik kırılganlık yada yatkınlıklarında değişimlere neden oluyor. Bir kaç nesil boyunca devam eden travmalar bile var.
Haa bu demek değil ki sağlıklı yaşamayı boşverelim. Hem kendimiz, hem de gelecek nesildeki çocuklarımız için yapabileceğimiz en önemli şeydir sağlıklı yaşamak.
aveniasamtal.se/tj%C3%A4nster
Yaşamak umrumdadır
Sabah şairin üstüne saldırıyor
yaşamaktan bir güneşle kaplanıyor onun kalbi
onun kalbi topraktan sıyrılıyor
aşk dahi sıyrılıyor topraktan
gözlerini tanıyorsunuz: çaylak sürüleri
beyni: aç kuşlardan bir ambar.
Bir kıyısına ilişmiyor dünyanın
Allah'ın ve devletin dibinde insanlar
onu barutla karıştırıyor
ve zerdali çiçekleriyle.
Ahali kapısını
Sayfa 57 - Kırk Yılın Şiirleri
Onlarca dilde konuşabilen ama konuşmayan bir ülke burası. Bütün o dillerin rengini taşıyan ve pek renk vermeyen… Ama, "Ne mozaiği ulan!" diyen adamlara da tapabilen bir ülke burası; gözü dönüp mozaiğin taşlarını kırabilen. Sırf kutsal dokunulmaz, sorgulanamaz ve hakkında dava açılamaz olduğu için bazı konular, kaç kişi öldü, kaç kişinin ömrü talan edildi acaba bu ülkede? Böyle bir envanter çıkarılabilseydi keşke. Neleri yitirdiğimizin listesi… Mümkün değil, değil mi? Çünkü biz çok küçükken başlıyor aslında "Mühürlü Dudaklar Sistemi"! Biz çok küçükken koyuluyor içimize korkunun karanlık kilidi. Bu ülkede yaşamak, yaşamaya devam edebilmek için dokunulmaması gerçekten kutsallaştırmış şeylerin listesi…
Sayfa 10 - Everest Yayınları
Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var ,dedim ;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol gösternelisin
Yaşamaktan bezdim ,ne yapsam?
Bir kaç yıl daha katlan, dedi .
Nedir ;dedim bu yaşamak?
Bir düş dedi; bir kaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir ?dedim ;
Biraz keşfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi .
Bu zorbalar ne biçim adamlar ? Dedim ;
Kurt , köpek, çakal makal,dedi .
Ne dersin bu adamlara, dedim.
Yüreksizler,kafasızlar,soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm,dedim :
Ne zaman akıllancak?
Biraz daha kulağı burkulunca,dedi.
Hayyam'ın bu sözlerine ne dersin,dedim
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim,dedi.
Sayfa 196 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
" Çok sonraları düşünebildim , o bir geliyordu dünyaya ve bu yüzden hiçbir sorumluluk almadan “ hayatını yaşamak ” istiyordu. Peki ya ben kaç kere gelecektim dünyaya? İki mi, üç mü, hiç mi , kaç kere? Onun için hızla akan kum saati, benim için durmuş muydu sahi? Kaçıncı gelişimde başkaları mutlu olsun diye uğraşıp durmaktan vazgeçmeyi öğrenecektim ? "
Ruhum Gel
Bizim içimiz sonsuz alemlerle doludur.
Bunu en iyi kim anlar aşık olan anlar.
Bir kişi aşık olduğu vakit bu vücudun aslında çok küçük bir şey olduğunu ve içindeki devasa alemleri zoraki taşıdığını ancak taşıyabildiğini anlar.
Asıl büyük alem insanın gönlüdür.
O Allah'a dosttur. Allah'a dost olduğu için kuluna dosttur.
Allah'a