"Kavak yelleriyle dönen değirmenlere
saldıran evde kalmış uğursuz uzmanlarıyla
ağlarını toplarken akademik ağalar,
kuramların kurumunu silerek
bir şiirden demir alıp açıldığım
denizlerin dibinden,
kaç anlam balığı yakaladılar
diye meraktaydılar
bilimden bunalanlar.
Çalıştılar, çalıştılar, çalıştılar,
kuramın Kuran'ını yazdılar
dışarıda erguvanlar, salkımlar
tekrarını ilan ederken sevdaların
baktılar yaşlı gözlerle
yazdıkları metinlere:
metinler çetindiler."
Hani bazen biri vardır, en büyük kötülüğü kendine yapan. Öyle deriz, ne yaptıysa, kendine yapıyor. Yahut bizizdir o, öyle derler, hâlbuki ne kadar iyi biriyizdir eskiden, ah ki ne ahtır vesaire. Hakan Şenocak, "Ne yaşıyor ne de ölüyordu. Yığılmak istiyordu. Dökülmek, kaybolmak, yok olmak istiyordu. İçindeki çatışma bitsin istiyordu."
2024 Okuma Listesi
18. Hafta - 18. Kitap
Francis Scott Fitzgerald’ın Benjamin Button'ın Tuhaf Hikâyesi adlı novellası 2024 yılında okuduğum 18. Kitap oldu. İş Bankası Kültür Yayınları tarafından Bülent O. Doğan çevirisiyle çıkmış. Elimdeki Aralık 2023 baskısı. Francis Scott Fitzgerald romanı da filmi de Türkiye’de çok sevilen Muhteşem Gatsby’nin yazarı. Benjamin Button'ın Tuhaf Hikâyesi 1922’de yazılmış, 2009’da sinemaya uyarlanmış. Dilini biraz basit bulsam da orijinal kurgusu yüzünden okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Yazara bu kitabı yazma konusunda ilham veren, Mark Twain’in, “Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık,” sözü olur. Kurguladığı ana karakter Benjamin Button, 1860 yılında yaşlı olarak doğar, sonra gençleşmeye başlar. Zaman onun hayatında diğer insanlara göre ters yönde akmaktadır. Bu ilk etapta güzel bir şeymiş gibi görünse de aslında tam bir felakettir. Çünkü Button’un hayatı deneyimleme sırası da normal bir insanın tam tersi bir şekilde gerçekleşir. Yaşıtlarının başında kavak yelleri eserken olgun olan Button, olgunlaşması gereken dönemlerde eğlence hayatına dalar. Çok sevdiği eşi bile gözünde eski ışıltısını kaybeder. En kötüsü daha ileri yaşlarda çocuğa dönüşmesi olur. 1920 yılında, torununun doğumuyla birlikte artık tam bir bebektir. Geride bıraktığı 60 yıllık hayatı sanki hiç yaşanmamış gibidir.
İki arkadaş birlikte ormana gitmişler ve orada bir ayıya rastlamışlar. Arkadaşlardan biri ayıyı görünce hemen kaçıp ağaca tırmanmış ve saklanmış. Ötekiyse yolda kalakalmış.
Kurtulmak için yapacağı hiçbir şey yokmuş. O da hemen yere yatıp ölü taklidi yapmış.
Ayı yerde yatan adama yaklaşıp onu koklamış; adam korku içinde nefesini tutup beklemiş. Ayı adamı biraz kokladıktan sonra onun ölü olduğunu düşünüp uzaklaşmış.
Ayı uzaklaşır uzaklaşmaz, ağaca tırmanmış olan adam aşağıya inmiş. Arkadaşına bakıp gülerek; “Hadi söyle! Ayı sana ne dedi?” diye sormuş.
Arkadaşı acı bir sesle yanıtlamış onu:
“Ayı bana, ‘Tehlike anında arkadaşını bırakıp kaçan insanlar kötü insanlardır,’ dedi.”