Aşk nedir? Peki Kişisel Menkıbenizi gerçekleştirmek için nasıl kararlar alıyorsunuz? İşaretleri görüp takip etmek, yola çıkmaya cesaret edebilmek... Aldığımız her karar kendimizi gerçekleştirme yolculuğumuza atılmış bir adım. Değişimlere ne kadar açıksak o kadar ilerliyoruz. Yolun sonu nereye varıyor? Hazineye ulaştığımızda mutlu olacak mıyız yoksa amaç sadece varmak mı? Peki yol? Yolda karşımıza çıkan ayrımlar bizi biraz daha biz mi yapacak yoksa esas benliğimizden uzaklaşacak mıyız? İnsan doğru yolda olduğunu nasıl anlar? Aşk bir insanın kendi menkıbesini bulmasına engel midir yoksa aşkla birlikte mi aşarsın o yolu? Birine beklemek birine bekletmek düşerse vuslat gerçekleşir mi?
Kitabı okuduktan sonra inceleme yazmak istedim ama aklım bu sorularla dolup taştığından felsefenin hakkını vermek gerektiğini düşündüm. Sorular soruları doğurur, yaşam bir dizi sorunun cevabını bulmaktır ama doğru ya da yanlış olduğuna yüreğimiz karar verir. Ben buna karın ağrısı diyorum, yanlış olduğunu hissettiğimiz o 'şey' bir karın ağrısı oluşturuyorsa ilerlemek imkansız ama gönlün ferah bir şekilde ilerliyorsan işte o yolda durmak mümkün değil.
İnsanın bir noktada sorması gereken en önemli soru şu: Beni kişisel menkıbeme götürecek rüya ne? Nerede? Nasıl?
Felsefe derin bir çukur, sorular ise kazma kürek iyi okumalar.