Çünkü en çok bilenler en çok acı çekenlerdir ve kim seni bilirse seni kutsamak zorundadır: Ve seni en derinden idrak eden bu adam, bak, hiç kimsenin etmediği kadar şahadet etti sana ve seni hiç kimsenin sevmediği kadar sevdi.
Son
Sadece gençliğinde arkadaşları vardı, yetişkin adam yalnızdı: Kendini bireylere vakfetmek bütün insanlığa duyduğu sevgiyi küçültmek gibi geliyordu ona.
Çünkü en çok bilenler en çok acı çekenlerdir ve kim seni bilirse seni kutsamak zorundadır: Ve seni en derinden idrak eden bu adam, bak, hiç kimsenin etmediği kadar şahadet etti sana ve seni hiç kimsenin sevmediği kadar sevdi.
Sayfa 217 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
*Bir Zweig kitabı daha okundu; ”Üç Büyük Usta”. Zweig gibi bir gözlemci, analizciden 3 ustanın incelenmesi ve karşılaştırması. (bu sefer aştım, bir taşla 4). Zweig’in ilk okuduğum kitabı “Yıldızın Parladığı Tarihi Anlar”dı, çok beğenmemiştim. Ama çok okunuyor diye başka kitaplarını deneyeyim dedim ve pişman olmadım. Bu kitabı da çok okunan bir
"Tuhaf: O ebedi tedirgin, bu rahat, aydınlık insanlarda yaşamın en yüksek biçimini görüyor, ikiye ayrılmış bu insanın nihai ideali birliktir, bu baş kaldıran adam boyun eğmeyi özlüyor. Onun Tanrı azabı diğerlerinde Tanrı hazzına dönüşmüştür, şüphesi kendinden eminliğe, histerisi sağlığa, acısı her şeyi kapsayan bir mutluluğa dönüşmüştür. Son ve en güzel varoluş onun, o bilinçli ve fazla bilinçli adamın hiç tanımadığı bir şeydir ve bu nedenle insan için en yüce şey olarak gördükleri şunlardır: Nahiflik, çocukça bir kalp, yumuşak, kendiliğinden bir neşe."